Veronica Roth’un Insurgentve Naomi Alderman’ın The Power Feminist Distopi Çalışması

Abstract

ABSTRACT Dystopian literature is usually associated with patriarchy because most of the famous dystopian novels are ruled by men. The present study tries to explore the feminist vision of dystopia and how the cataclysmic atmosphere is depicted in two dystopian novels, Veronica Roth's Insurgent, and Naomi Alderman's The Power.Not only has the notion of dystopia in the literature recently gone from being described as something likable to something probable, but it has moved from the speculative fiction genre to our reality as well. A lot of Orwellian vocabulary is used by government figures in the media, describing myths as “alternative evidence” and facts as “fake news. Protesters around the globe have dressed up as the Handmaiden from Margaret Atwood's popular book and television series to protest attacks on women's reproductive rights. And it feels that every week brings fresh climate scientists' doomsday forecasts, turning our headlines into bleak forebodings of an unknown future. The distinction between our imagined dystopias and the very world we live in is being increasingly blurred. Therefore, the recent popularity of dystopian fiction has drawn scholars' attention to shed more light on the notion of dystopian feminism, since the majority of the writers who are popular in employing this genre are females. Thus, the study focuses on the dystopian elements in the two novels under the study, and it also explores the definition of dystopian literature, providing examples of this genre.

ÖZ Distopya edebiyatı genellikle ataterkillikle ilişkilendirilir çünkü ünlü distopik romanların çoğu erkekler tarafından yönlendirilir. Bu çalışma distopyanın feminist vizyonunu ve iki distopik roman olan Veronica Roth’ un Insurgent ve Naomi Alderman'ın The Power adlı eserlerinde dehşet verici atmosferin nasıl resmedildiğini incelemeyi amaçlar. Edebiyatta distopya kavramı son zamanlarda sadece hoşa giden bir şey tanımından olması muhtemel olan bir şeye evrilmemiş aynı zamanda spekülatif kurgu çeşidinden bizim gerçekliğimize doğru kaymış vaziyettedir. Medyada hükümet şahısları tarafından mitleri “alternatifkanıt” vegerçekleri de yalan haberolara ktanımlayarak pek çok Orwel’ a ait kelimekullanılmaktadır. Dünyanın dört bir yanında protestocular kadınların üreme haklarına yönelik saldırıları protesto etmek için Margaret Atwood’un ünlü romanı ve televizyon dizilerinden bilinen hizmetçi kız gibi giyinmekteler. İklim bilimcilerin her hafta. Manşetlerimizi bilinmez bir geleceğin kasvetli önsezilerine çevirerek kıyamet günü tahmini yapması gibidir. Hayali distopyalarımız ve tam da içinde yaşadığımız dünya arasındaki fark gittikçe belirsizleşmekte. Böylece, distopik kurgunun son zamanlardaki popülerliği bilim insanlarının dikkatini çekti. Feminist distopya kavramı üzerine daha fazla ışık tutmak için. Bu çeşidi kullanmakla ünlü Yazarların çoğunluğu kadındır. Bu sebepten bu çalışma incelenmekte olan iki romandaki distopik elementlere odaklanır ve ayrıca distopya edebiyatının örneklerini sağlayarak bu edebiyatın tanımını açıklar.