Libya’da Yaşamlarını Sürdüren Kadınların; Kadına Yönelik Aile İçi Şiddette İlişkin Tutumları ve Algılarının İncelenmesi

Abstract

ABSTRACT

Violence against women is an important violation of human rights, which is a violation of women's fundamental rights and freedoms, which frequently occurs across societies all over the world. Violence against women is basically a result of the unequal power relations that exist between men and women within patriarchal social structures. Violence against women is any act based on gender, that hurts or harms a woman, has the potential to result in physical, sexual or mental harm, and causes pressure on her in public or private life and arbitrarily restricted her freedom. The purpose of violence is to control women's behavior based on fear. One of the most important areas where violence against women occurs is the family environment. Unfortunately, violence against women in the family is a common and important public health problem seen in almost all societies regardless of factors such as development level, quality of life, education level, occupation or race, ethnicity, belief system. On the other hand, since family life is perceived as a private area, violence within the family does not occur and remains hidden. The woman, who is not equipped against violence in social, economic, cultural and psychological terms, continues her family life by normalizing violence. Most of the time, women do not even realize that they are experiencing other forms of violence other than physical violence. For this reason, this study includes women living in Libya; It was conducted to determine attitudes and perceptions of domestic violence against women. 200 women who volunteered to participate in the study were contacted online and the data of the study were collected. The data of the study were collected by demographic information form, perceptions of violence by women, the presence, frequency and prevalence of domestic violence in Libya and an attitude scale regarding the acceptability of violence. The hypotheses of the research were tested with statistical analysis. Statements on defining the concept of domestic violence against women include "Domestic violence against women includes mental cruelty including verbal abuse" (M = 4.3, SD = 0.7), and "Domestic violence against women includes physical violence that results in actual bodily harm" has a high average. Of women; It was determined that there is a statistically significant relationship between their views on defining the concept of domestic violence against women and age and family, one of the demographic variables (p <0.05). Almost all of the women (97.5%) stated that women living in Libya were subjected to domestic violence. This finding does not differ in terms of the demographic characteristics of women. The rate of women (58.5%) who think that the rates of domestic violence against women have increased in Libya in recent years. As a result of the Chi-square analysis, thoughts about whether there has been an increase in the rates of domestic violence against women in Libya in recent years, the place where women live (p <0.05), working status (p <0.05), marital status (p <0.05) and having children It was determined that the relationship between the state of being (p <0.05) was significant. 66.5% of women stated that there is a difference in domestic violence against women in Libyan society and other societies. There is a statistically significant relationship between the participants' mean attitude score regarding the acceptability of intimate partner / spouse violence against women and the age variable (p <0.05). There is a statistically significant relationship between the participants' mean attitude score regarding the acceptability of intimate partner / spouse violence against women and the variable of place of residence (p <0.05). The relationship between the socio-demographic characteristics of the study and the attitude score averages regarding the acceptability of intimate partner / spousal violence against women (p <0.05) is also important in the study. As a result of Pearson Correlation analysis, attitudes towards the acceptability of intimate partner / spouse violence and behaviors that can be evaluated within the concept of age (r = 0.193; p <0.01), age at marriage (r = 0.168, p <0.01) and domestic violence (r = 0.210, p <0.01) in the positive direction, it was found that there was a low level of relationship at the level of 0.01.

ÖZ Kadına yönelik şiddet tüm dünyada toplumlar arasında sıklıkla ortaya çıkan, kadınların temel hakları ve özgürlüklerinin ihlali olan önemli bir insan hakları ihlalidir. Kadına yönelik şiddet temelde ataerkil toplum yapıları içinde erkekler ve kadınlar arasında var olan eşit olmayan güç ilişkilerinin bir sonucudur. Kadına yönelik şiddet, cinsiyete dayanan, kadını inciten, ona zarar veren, fiziksel, cinsel, ruhsal hasarla sonuçlanma olasılığı bulunan, toplum içerisinde ya da özel yaşamında ona baskı uygulanması ve özgürlüklerinin keyfi olarak kısıtlanmasına neden olan her türlü davranıştır. Şiddetin amacı, kadının davranışlarını korkuya dayalı olarak kontrol etmektir. Kadına yönelik şiddetin ortaya çıktığı en önemli alanlardan biri aile ortamıdır. Ne yazık ki aile içinde kadına yönelik şiddet, gelişmişlik düzeyi, yaşam kalitesi, eğitim düzeyi, sahip olunan meslek ya da ırk, etnik yapı, inanç sistemi gibi etkenler dikkate alınmaksızın hemen hemen tüm toplumlarda görülen yaygın önemli bir halk sağlığı sorunudur. Diğer taraftan aile yaşamı mahrem alan olarak görüldüğünden çoğu zaman aile içinde yaşanan şiddet ortaya çıkmamakta, saklı kalmaktadır. Toplumsal süreç açısından sosyal, ekonomik, kültürel ve psikolojik anlamda şiddete karsı donanımlı olmayan kadın, şiddeti olağanlaştırarak aile yaşamını sürdürmektedir. Kadın çoğu zaman fiziksel şiddet dışında kalan diğer şiddet biçimlerini yaşadığının bile farkına varamamaktadır. Bu nedenle bu çalışma Libya’da yaşamlarını sürdüren kadınların; kadına yönelik aile içi şiddette ilişkin tutumları ve algılarını belirlemek amacıyla yürütülmüştür. Belirlenen amaç doğrultusunda çalışmaya katılmaya gönüllü olan 200 kadınla online iletişime geçilmiş ve çalışmanın verileri toplanmıştır. Çalışmanın verileri demografik bilgi formu, kadınların şiddet algıları, Libya’da aile içi şiddetin varlığı, sıklığı, yaygınlığı ve şiddetin kabul edilebilirliğine ilişkin tutum ölçeği ile toplanmıştır. İstatistiksel analizler ile araştırmanın hipotezleri test edilmiştir. Kadınlara yönelik aile içi şiddet kavramının tanımlanmasına ilişkin ifadeler arasında “Domestic violence against women includes mental cruelty including verbal abuse” (M=4.3, SD=0.7), ve “Domestic violence against women includes physical violence that results in actual bodily harm” ifadelerinin en yüksek ortalamaya sahiptir. Kadınların; kadına yönelik aile içi şiddet kavramının tanımlanmasına yönelik görüşleri ile demografik değişkenlerden yaş aile arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olduğu belirlenmiştir (p<0.05). Kadınların tamamına yakını (%97.5) Libya’da yaşamlarını sürdüren kadınların aile içi şiddete maruz kaldığını belirtmişlerdir. Bu bulgu kadınların demografik özellikleri açısından farklılaşmamaktadır. Kadınlar arasında son yıllarda Libya’da kadınlara yönelik aile içi şiddet oranlarının arttığını düşünenlerin (%58.5) oranı yüksektir. Yapılan Ki-kare analizi sonucunda son yıllarda Libya’da kadınlara yönelik aile içi şiddet oranlarda artış olup olmadığına ilişkin düşünceleri ile kadınların yaşadıkları yer (p<0.05), çalışma durumları (p<0.05), evlilik durumları (p<0.05) ve çocuk sahibi olma durumları (p<0.05) arasındaki ilişkinin önemli olduğu belirlenmiştir. Kadınların %66.5’i Libya toplumu ile diğer toplumlarda var olan kadına yönelik aile içi şiddette farklılık olduğunu belirtmişlerdir. Katılımcıların, kadına yönelik yakın partner/eş şiddetinin kabul edilebilirliğine ilişkin tutum puan ortalamaları ile yaş değişkeni arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki vardır (p<0.05). Katılımcıların, kadına yönelik yakın partner/eş şiddetinin kabul edilebilirliğine ilişkin tutum puan ortalamaları ile yaşanılan yer değişkeni arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki vardır (p<0.05). Çalışmada aynı zamanda sosyo demografik özelliklerinden öğrenim durumu ile kadına yönelik yakın partner/eş şiddetinin kabul edilebilirliğine ilişkin tutum puan ortalamaları arasındaki ilişki de (p<0.05) önemlidir. Pearson Korelasyon analizi sonucunda yakın partner/eş şiddetinin kabul edilebilirliğine ilişkin tutumlar ile yaş (r=0.193; p<0.01), evlenme yaşı (r=0.168, p<0.01) ve aile içi şiddet kavramı içinde değerlendirilebilecek davranışlar (r=0.210, p<0.01) pozitif yönde, 0.01 düzeyinde düşük düzeyde bir ilişkinin olduğu görülmüştür.