Karabuk University

İnsan Haklarının Gelişimi ve Türkiye’de Kurumsal Yapılanması

Show simple item record

dc.contributor.author ÜLKÜ FİTNET, KARSLI
dc.date.accessioned 2021-10-15T09:25:08Z
dc.date.available 2021-10-15T09:25:08Z
dc.date.issued 2021-04-24
dc.identifier.uri http://acikerisim.karabuk.edu.tr:8080/xmlui/handle/123456789/1512
dc.description.abstract ÖZ İnsan hakları kavramı bütün insanların hiçbir sınıfsal ayrım gözetmeden eşit şekilde yararlanabileceği, onurlu bir yaşam sürdürebilmesi için gerekli olan hak ve hürriyetleri ifade etmektedir. İnsanlığın ortaya çıktığı andan itibaren sahip olduğu “değişmez, devredilmez, vazgeçilmez” haklara karşılık gelmektedir. Tarihsel süreç içerisinde haklar çeşitli evrelerden geçmiş ve farklı biçimlerde dile getirilmiştir. Fakat biçimi ne olursa olsun insanların egemen güçlere karşı mücadelesi sürekli bir şekilde devam etmiştir. Bu yüzden insan haklarının gelişiminin anlaşılması için toplum, devlet, birey ilişkilerine yoğunlaşmak gerekmektedir. Bireyin devlet ve toplum sistemi içerisinde yerine, değerine ve önemine bakmak gerekecektir. İnsan hakları sınırları çok zor çizilen en güçlü tartışma konularının başında gelmektedir. Aslında çok basit bir sebepten ileri gelen sadece insan olarak doğmanın vermiş olduğu şahsi hakları kullanabilme mücadelesine dayanmaktadır. İnsan haklarının baskıcı devlet otoritelerine karşı öne sürülmesi ise Aydınlanma dönemi filozoflarının düşünce ortamıyla mümkün hale gelmiştir. İlerleyen süreçte sınırlı bir alanı içine alsa dahi Magna Carta ile baskıcı kralın derebeyler karşısındaki otoritesi azaltılmış ve hukuki bir yol ile derebeylere birtakım haklar tanınmıştır. Siyasi otoritenin yetkisinin azaltıldığı Magna Carta içeriği itibariyle can ve mal güvenliğinin korunması gerektiğini ortaya koymuştur. Magna Carta kendi döneminde kısmı olarak hak ve özgürlükler yolunu açsa da asıl önemli gelişmeler Yeni Çağ ve Aydınlanma dönemi ürünüdür. İnsan hakları konusunun ahlaki ve felsefi boyutlarının dışında pozitif hukukta yer almaya başlaması Batı Avrupa coğrafyasında ortaya çıkmıştır ve o ülkelerdeki toplumsal, siyasi, ekonomik mücadelelerden ileri gelmiştir. Hakların güvence altına alınma düşüncesi insan hakları konularının anayasa metinlerine dâhil edilmesine ve geliştirilmesine katkı sağlamıştır. Bu tez çalışmasında başta İngiltere’deki gelişmeler olmak üzere Amerika ve Fransa’daki insan hakları mücadeleleri ele alınmıştır. İlerleyen bölümlerde bölgesel ve küresel ölçekte sözleşmelere insan hakları alanındaki gelişmelere yer verilmiştir. Evrensel bir değer olarak kabul edilen insan hakları Osmanlı Dönemi ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti anayasalarındaki önemi üzerinde durulmuştur. Özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrasında insan haklarını koruma ve geliştirme düşüncesi büyük bir hızla devam etmiştir. 19. ve 20. yüzyıl insan hakları düşüncesinin gelişimi açısından büyük öneme sahip olsa da 1945 yılında BM’nin kurulmasıyla ilk düzenlemeler yapılmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti de BM’ nin kurucu üyeleri içinde yer almaktadır. Aynı zamanda 1948 tarihinde BM’nin yayınladığı İHEB’ ne 1949 tarihinde imza atarak ilk onay veren ülkelerden biri olması bu konuya verdiği önemi yansıtmaktadır. Uluslararası kurumların dışında İnsan haklarının korunması ve geliştirilmesinde en büyük rolü ulusal kurumlar üstlenmektedir. Bu kurumlar, uluslararası standartları dikkate alarak hak ve özgürlüklerin geliştirilmesi için çaba sarf etmektedirler. İnsan Haklarının Gelişimi ve Türkiye’deki Kurumsal Yapılanması başlığı altında bu tezde ulusal kurumların Türkiye yansıması ve Türkiye’de önde gelen çeşitli insan hakları kurumları ele alınmıştır. ABSTRACT Human rights refer to the fundamental rights and freedoms that all people can enjoy equally without any class discrimination. It corresponds to the "immutable, inalienable and indispensable" rights that humanity has had since its emergence. In the historical process, rights have passed through various phases and have been expressed in different ways. But whatever the form, the struggle of the people against the dominant powers has continued continuously. Therefore, in order to understand the development of human rights, it is necessary to focus on society, state and individual relations. It will be necessary to look at the place, value and importance of human beings in the state and society system that emerged in various stages of history that marked the development of human rights. The concept of human rights is one of the most powerful discussion topics whose borders are hardly drawn. In fact, it is based on the struggle to use the personal rights that come from being born as a human being for a very simple reason. The assertion of human rights against oppressive state authorities became possible with the thought environment of the Enlightenment period philosophers. Even if it covered a limited area in the future, the authority of the oppressive king against the feudal lords was reduced with the Magna Carta and some rights were given to the lords in a legal way. Magna Carta, in which the authority of the political authority was reduced, revealed that the safety of life and property should be protected due to its content. Although Magna Carta partially paved the way for rights and freedoms in its own time, the main important developments are the product of the New Age and Enlightenment period. Apart from the moral and philosophical dimensions of the human rights issue, the fact that it started to take place in positive law emerged in the geography of Western Europe and came from the social, political and economic struggles in those countries. The idea of securing rights contributed to the inclusion and development of human rights issues in constitutional texts. In this thesis, the human rights struggles in America and France, especially the developments in England, are discussed. In the following sections, developments in the field ofhuman rights in regional and global conventions are given. The importance of human rights, which is accepted as a universal value, in the constitutions of the Ottoman Period and the Republic of Turkey is emphasized. Especially after the Second World War, while human protection and thought continue at a great pace. The future of the 19th and 20th of human rights thought was made in 1945 with all the products owned to have it. The Republic of Turkey is also one of the founding members of the UN. At the same time, one of the first to ratify the UDHR published by the UN in 1948 in its 1949 signature may reflect the view in this section. It trains the largest schools in human training programs in international countries. This standard strives for expenditures of standards and standards from standard wages. Human Rights Development under its Institutional Structuring in Turkey has been addressed in this thesis by prominent people in Turkey and Turkey, which continues to evolve. en_EN
dc.language.iso tr en_EN
dc.subject İnsan Hakları; Ulusal Kurumlar; Koruma Mekanizmaları; Temel Hak ve Özgürlükler; Paris Prensipleri., Development of Human Rights and İnstitutional Structuring in Turkey en_EN
dc.title İnsan Haklarının Gelişimi ve Türkiye’de Kurumsal Yapılanması en_EN
dc.title.alternative Title of Graduate Seminar: Development of Human Rights and İnstitutional Structuring in Turkey en_EN
dc.type Thesis en_EN


Files in this item

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record

Search DSpace


Advanced Search

Browse

My Account