Show simple item record

dc.contributor.author BAHADIR, FEYZA
dc.date.accessioned 2022-07-07T12:37:01Z
dc.date.available 2022-07-07T12:37:01Z
dc.date.issued 2022-06
dc.identifier.uri http://acikerisim.karabuk.edu.tr:8080/xmlui/handle/123456789/2004
dc.description.abstract ÖZ Hukuk devleti ilkesi sadece bireylerin değil, idarenin de hukuk kurallarına uymasını gerektirmektedir. Hukuk devletinde, idarenin hukuk kurallarını ihlal ederek bireylere zarar vermesi idarenin mali sorumluluğunu doğurur. Anayasanın 125. maddesine göre idare kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olup, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır. Bu maddeye göre, idarenin işlem ve eylemlerine karşı açılan davalar kural olarak idari yargıda görülmektedir. Ancak idarenin “fiili yol” olarak adlandırılan eylemlerinden kaynaklanan uyuşmazlıklar idari yargıda değil, adli yargıda çözülmektedir. Çünkü fiili yol halinde eylem idarilik niteliğini kaybederek idare ile ilişkilendirilemeyecek duruma gelmektedir. Fiili yol kavramı, ilk olarak Fransız Danıştayının 1827 tarihli Rousseau kararı ile ortaya çıkmıştır. Daha sonraları ise Türk hukukunda da benimsenmiştir. Fiili yol, herhangi bir mevzuat hükmüne dayanmaksızın idarenin ağır ve açık bir şekilde bireylerin temel hak ve özgürlüklerine müdahale etmesi olarak tanımlanmaktadır. Fiili yol kavramı Yargıtayın 1956 tarihli içtihadı birleştirme kararı ile hukuk sistemimize girmiştir. “İdarenin haksız fiili” olarak da tanımlanan fiili yola ilişkin yargı kararları incelendiğinde, bu kararların büyük çoğunluğu kamulaştırmasız elatma davaları olduğu görülmektedir. Kamulaştırmasız elatma kavramının fiili elatma ve hukuki elatma şeklinde iki türü bulunmaktadır. Kamulaştırmasız elatma dışında hakim kararı olmaksızın mektuplara elatılması, yıkım kararı olmaksızın bir yapının yıkılması, yetkili makamın kararı olmadan bir derneğin yönetimine elatılması veya dolaşım özgürlüğünün kısıtlanması gibi faaliyetler de fiili yol kapsamında değerlendirilmektedir. ABSTRACT The principle of the rule of law requires not only individuals but also the administration to comply with the rules of law. In a state of law, the administration’s harming individuals by violating the rules of law develops the financial responsibility of the administration. According to Article 125 of the Constitution, the administration is obliged to pay the damage arising from its own actions and transactions, and judicial remedy is open against all kinds of actions and transactions of the administration. According to this article, lawsuits filed against the administration’s actions are heard in the administrative judiciary. However, disputes arising from the actions of the administration, which are called de facto means, are resolved not in administrative jurisdiction but judicial jurisdiction. Since, in the case of a de facto road, the action loses its administrative quality and becomes unable to be associated with the administration. The concept of the de facto route first emerged with the Rousseau decisions of the French Council of State in 1827. It was later adopted in Turkish law. The de facto road is defined as the administration’s heavy and open interference with individuals’ fundamental rights and freedoms without relying on any legislative provision.The concept of the de facto route entered the Turkish legal system with the decision of the Supreme Court to unify the jurisprudence of 1956. In examining the judicial decisions regarding the de facto course, which is also described as the “tortious act of the administration”, most of these decisions are confiscation cases without expropriation. There are two types of sequestration without expropriation, de facto sequestration and legal sequestration. However, other than confiscation without expropriation, activities such as confiscating letters without a judge’s decision, demolishing a building without a demolition decision, taking over the management of an association, or restricting the freedom of movement are also considered within the scope of de facto action. en_EN
dc.language.iso tr en_EN
dc.subject Fiili Yol; İdarenin Sorumluluğu; Kamulaştırmasız Elatma; Hukuki Elatma; Fiili Elatma en_EN
dc.subject De Facto Way; Negligent Act Of The Administration; Responsibility Of The Administration; Sequestration Without Expropriation; Legal Sequestration; De Facto Sequestration en_EN
dc.title Fiili Yol en_EN
dc.title.alternative De Facto Way en_EN
dc.type Thesis en_EN


Files in this item

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record

Search DSpace


Advanced Search

Browse

My Account