Abstract:
ABSTRACT
This thesis examines the rights of disadvantaged groups during humanitarian crises from the media safeguarding perspective, investigating how the international and local non-governmental organizations I/NGOs represent the war-affected Syrian people on social media. The mixed method study conducted an observation of 20 local mass media reports, and the social media performance of 30 NGOs in the eyes of humanitarian standards and principles, followed by a comparative analysis of multi-level NGOs using the in-depth interviews approach. Additionally, 686 community people in the northwest of Syria NWS were surveyed through face-to-face and online methods to measure the satisfaction with their media representation by NGOs. Moreover, an online survey was conducted with 30 advocacy, media, and communications workers AMC in Türkiye and Syria.
The findings display that local media are keeping an eye out for any violations and documenting such incidents, which directly influence the reputation of humanitarian responders. The quality of NGOs' social media performance varies according to years of experience and genuine desire to develop. However, the AMC workers acknowledge the issue and think that most of the violations are unintentional, while more than a quarter of them confirm the deliberate use of this behavior. Even though the society does not differentiate between NGOs levels or individuals’ support; three-quarters of them feel that humanitarian agencies have acceptance in the area. Roughly half of the participants are satisfied with their social media representation although they are unaware of their media rights. In contrast, the other half is completely split between dissatisfaction and unwillingness to share their opinions which shows that regaining the community's trust will take time and need effort, and also that these NGOs have much to do to overcome the issue.
ÖZ (ABSTRACT IN TURKISH)
Bu tez, insani krizler sırasında dezavantajlı grupların haklarını medya koruma perspektifinden inceleyerek, uluslararası ve yerel sivil toplum kuruluşları STK'larının savaştan etkilenen Suriyelileri sosyal medyada nasıl temsil ettiğini araştırmaktadır. Karma yöntem çalışması, 20 yerel kitle iletişim aracı raporunun ve 30 STK'nın insani standartlar ve ilkeler gözünde sosyal medya performansının bir gözlemini ve ardından derinlemesine mülakatlar yaklaşımını kullanarak çok düzeyli STK'ların karşılaştırmalı bir analizini gerçekleştirdi. Ek olarak, Suriye kuzeybatısındaki 686 topluluk insanı ile STK'lar tarafından medya temsillerinden memnuniyetlerini ölçmek için yüz yüze ve çevrimiçi yöntemlerle anket yapıldı. Ayrıca Türkiye ve Suriye'de 30 savunuculuk, medya ve iletişim çalışanı AMC ile çevrimiçi bir anket yapılmıştır..
Bulgular, yerel medyanın meydana gelen ihlallere dikkat ettiğini ve insani yardım kuruluşların itibarını doğrudan etkileyen bu tür olayları belgelediğini gösteriyor. STK'ların sosyal medya performansının kalitesi, yılların deneyimine ve gerçek gelişme arzusuna göre değişmektedir. Ancak, AMC çalışanları sorunu kabul ediyor ve ihlallerin çoğunun kasıtsız olduğunu düşünürken, dörtte birinden fazlası bu davranışın kasıtlı olarak kullanıldığını onaylıyor. Toplum, STK düzeyleri veya bireylerin desteği arasında ayrım yapmasa da; dörtte üçü insani yardım kuruluşlarının bölgede kabul gördüğünü düşünüyor. Katılımcıların yaklaşık yarısı medya haklarından habersiz olmalarına rağmen sosyal medya temsillerinden memnundur. Diğer yarısı ise memnuniyetsizlik ve görüşlerini paylaşma isteksizliği arasında tamamen bölünmüş durumda, bu da toplumun güvenini yeniden kazanmanın zaman alacağını ve çaba gerektireceğini, STK'ların sorunu aşmak için yapacak çok işi olduğunu gösteriyor.