Karabuk University

Exile in Selected Novels by James Joyce, Vladimir Nabokov, V. S. Naipaul and Mircevat Ahiskali

Show simple item record

dc.contributor.author İZZETGİL, ZAMİRE
dc.date.accessioned 2023-02-15T12:26:56Z
dc.date.available 2023-02-15T12:26:56Z
dc.date.issued 2023-01-30
dc.identifier.uri http://acikerisim.karabuk.edu.tr:8080/xmlui/handle/123456789/2472
dc.description.abstract ABSTRACT The issue of exile is portrayed in numerous forms of fiction in literature and literary studies, and it plays an important role in the oeuvres of writers from a variety of cultural, ethnic, historical, and linguistic backgrounds. Exile appears to be one of the themes that feeds the literature of exile. The literature of exile offers writers the chance to view and examine their homeland and ‘home’ from both the outside and the inside, and it provides a diverse and broad spectrum of views on living and writing away from the homeland. The aim of this dissertation is to analyze exile experiences, their consequences, and their effects on the self-actualization process in James Joyce’s A Portrait of the Artist as a Young Man, Vladimir Nabokov’s Pnin, V. S. Naipaul’s Half a Life, and Magic Seeds, and Mircevat Ahiskali’s Gurbetten İniltiler Karış Karış Fergana (Groan from the Foreign Land-Every Inch of Fergana) in the light of Edward Said’s notions of exile, home, and displacement, Abraham Maslow’s belonging approach, and P. J. Burke and J. E. Stets’ identity theory. These five novels are significant examples of literature of exile that are written under the influence of the social, economic, religious, and political climates of the periods. Joyce, Nabokov, Naipaul, and Ahiskali’s fictional characters reflect their own responses to exile and ways of coping with it. In the case of Stephen Dedalus, Joyce shows that the choice to experience exile and displacement is not a one-dimensional notion that can only be realized negatively or catastrophically. On the contrary, it might open the door to satisfying, advantageous, and positive outcomes. In Nabokov’s work Pnin, despite the pain of being far from their homeland, for the Russian intellectuals like Professor Timofey, the unwitting choice of exile becomes the right decision. Naipaul, through his protagonist Willie, shows that exile enables him to scrutinize issues from different angles and analyze his homelessness and rootlessness conditions from a much broader perspective. Finally, in the case of Ahiskali’s character, Cömert Şakir, his exile from his birthplace to Azerbaijan allows him to reconsider some issues from different angles. He becomes aware that his struggle to reclaim Ahiska should be realized in a completely different way. The study also reveals that in a state of exile, the salient identities of the characters gain their salience, which paves the path to the self-actualization process.   ÖZ Sürgün konusu, edebiyat ve edebiyat araştırmalarında çok sayıda kurgu biçiminde tasvir edilmekte olup, çeşitli kültürel, etnik, tarihi ve dilsel arka planlardan gelen yazarların eserlerinde önemli yere sahiptir. Sürgün, sürgün edebiyatını besleyen temalardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Sürgün edebiyatı, yazarlara vatanlarını ve yurtlarını hem dışarıdan hem de içeriden görme ve inceleme fırsatı sunmakta ve vatandan uzakta yaşamaya ve yazmaya dair çok çeşitli ve geniş bir görüş yelpazesi sağlamaktadır. Bu doktora tezinin amacı, James Joyce’un Sanatçının Bir Genç Adam Olarak Portresi, Vladimir Nabokov’un Pnin, V. S. Naipaul’un Yarım Hayat ve Büyülü Tohumlar, Mircevat Ahıskalı’nın Gurbetten İniltiler Karış Karış Fergana adlı eserlerinde sürgün deneyim sonuçlarını ve kendini gerçekleştirme süreci üzerindeki etkilerini Edward Said’in sürgün, yurt ve yerinden edilme kavramları, Abraham Maslow’un aidiyetçi yaklaşımı ve P. J. Burke ve J.E. Stets’in kimlik kuramı ışığında analiz etmektir. Bu beş roman, dönemin sosyal, ekonomik, dini ve siyasi iklimlerinin etkisiyle kaleme alınan sürgün edebiyatının önemli örnekleridir. Joyce, Nabokov, Naipaul ve Ahıskalı’nın kurgusal karakterleri, sürgüne verdikleri tepkiler ve bununla başa çıkma yollarını yansıtır. Joyce, Stephen Dedalus karakteri örneğinde, sürgünü ve yerinden edilmeyi deneyimleme seçiminin yalnızca olumsuz veya felaketle gerçekleştirilebilecek tek boyutlu bir kavram olmadığını göstermektedir. Bunun aksine tatmin edici, avantajlı ve olumlu sonuçlara kapı açılabileceğini anlatmaktadır. Nabokov’un Pnin adlı eserinde, anavatanlarından uzakta olmanın acısına rağmen, Profesör Timofey gibi Rus aydınları için, istek dışı sürgün seçiminin doğru karar olduğunu anlatmaktadır. Naipaul, kahramanı Willie aracılığıyla, sürgün konularını farklı açılardan incelemekte, evsizlik ve köksüzlük koşullarını çok daha geniş bir perspektiften analiz etmeye çalışmaktadır. Ahıskalı’nın örneğinde ise, Cömert Şakir’in doğduğu yerden Azerbaycan’a sürgün edilmesi, ona bazı konularda farklı açılardan yeniden düşünmeyi sağladığını göstermektedir. Ahıska’ya geri dönme mücadelesinin tamamen farklı bir şekilde gerçekleştirilmesi gerektiğinin farkına varır. Çalışma ayrıca sürgün durumunda karakterlerin belirgin kimliklerinin öne çıktığını ve bu da kendini gerçekleştirme sürecinin yolunu açtığını ortaya koymaktadır. en_EN
dc.language.iso en en_EN
dc.subject Exile, Sense of Belonging, Self-Actualization, Salient Identity, Said, Maslow, Burke and Stets. en_EN
dc.subject Sürgün, Aidiyet Duygusu, Kendini Gerçekleştirme, Belirgin Kimlik, Said, Maslow, Burke ve Stets. en_EN
dc.title Exile in Selected Novels by James Joyce, Vladimir Nabokov, V. S. Naipaul and Mircevat Ahiskali en_EN
dc.title.alternative James Joyce, Vladimir Nabokov, V. S. Naipaul ve Mircevat Ahıskalı’nın Seçilmiş Romanlarında Sürgün en_EN
dc.type Thesis en_EN


Files in this item

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record

Search DSpace


Advanced Search

Browse

My Account