ENERJİ GÜVENLİĞİNİN ULUSLARARASI İLİŞKİLERE ETKİSİ: ABD VE ÇİN ÖRNEĞİ

Abstract

ÖZ Enerji güvenliği hem iç hem dış unsurlara bağlı kollektif bir süreç yönetimini gerektirir. Özellikle hegemonik ülkelerde bu durum birtakım avantajlar ile birlikte ulus devlet kimliği kazanan ülkelere yönelik geliştirildiğinde bazı sorunları beraberinde getirebilmektedir. ABD ve Çin iki “süper güç” olarak tüm alanlarda var oldukları gibi enerji alanında da önemli aktörler olarak sahnedeki yerlerini aldılar ve sürdürmeye devam etmektedirler. Ancak bu durum bir enerji güvenliği sorunu ile başa çıkmalarını gerektirmektedir. Zira sadece enerjiye sahip olmak ya da sahip olanlar ile birlikte bir sürdürülebilir talebi karşılamak yetmemekle birlikte enerji güvenliğinin de inşa edilmesini gerektirir. Bu çalışmada enerji güvenliğinin uluslararası ilişkilere etkisine ABD-Çin üzerinden içerik analiz yöntemi uygulanmıştır. Bu bağlamda SWOT analizi ile durum değerlendirmesi yapılmıştır. Çalışma sonucuna göre enerji güvenliği, uluslararası ilişkilerde derin etkilere neden olabilmektedir.

ABSTRACT Energy saving requires a collective process management based on both internal and external factors. Especially in hegemony countries, this situation can bring some difficulties when it is developed for the winner of the nation-state leadership, along with some advantages. The ABD and China, as two "superpowers", have taken their place on the stage as important actors in the field of energy, as they exist in all fields, and they continue to do so. However, this requires them to deal with a security energy issue. Because it is not enough just to have or to meet a sustainable demand with those who have, but also energy security needs to be built. Content analysis method was applied over the ABD-China to the effect of this energy saving on international translations. In this context, a situation assessment was made with SWOT analysis. According to the working environment, energy security can have profound effects on international statements