Abstract:
ÖZET
Bu çalışma, İmam Suyûtî'nin "Eş-Şem’atu’l Mudiyeyye" metni üzerine yazılmış en önemli şerhlerden biri olan ve müellifi İbn Kennân ed-Dimaşki'ye ait "El-Maani El-Mardiyye" yazma eserinin tahkik çalışmasını içermektedir. Arap dili ilminde önemli yazma eserlerden biridir. İzahında akıcı bir üslup ve anlaşılır bir metodla gelmiştir. Yazar, burada Kuran ayetlerinden, peygamber hadislerinden ve Arap şiiri gibi Arap dilinin kaynaklarından alıntı yapmıştır. İçinde gramercilerin sözlerinin çoğunu çıkarım ve açıklama yoluyla gözden geçirmiştir. Araştırmamızın amaçlarından bazıları, bu yazma eseri ile Arap ve dil mirasını canlandırmak ve Arapça’ya dil desteği sağlamak için Kur'ân âyetlerini açıklamak, ardından Peygamber Efendimiz'in hadislerini derecelendirip doğru ile zayıfı birbirinden ayırmak, edebiyat kitaplarını inceleyip şiirlerin sahiplerine atfetmek ve özlü sözleri çıkarılıp sahiplerine isnat etmektir. Bu çalışmada ayet, hadis, yazar ve nahivcilerin sözleri de dahil olmak üzere yazma eserin içeriğinin izini sürmede tümevarım yaklaşımını kullandık. Elimizdeki yazma eserin iki nüshasını karşılaştırmak için karşılaştırmalı yaklaşımdan yararlandık. Yazma eserde yer alan bazı gramer meselelerinde bildirilen anlaşmazlıkları tartışmak veya yazarlarından başkasına atfedilen sözlere veya şiirlere yanıt vermek için analitik-eleştirel yaklaşımdan yararlandık. Araştırmada ulaşılan sonuçlar arasında en önemlisi İbn Kennân’ın bazı gramer meselelerinde Suyûtî'yi takip etmiş olmasıdır. Bunlardan bir tanesi Mef’ul-u Mutlak’ı zikretmemesidir. Aynı zamanda İbni Kennân, bir sözü zikrederek o sözün sahiplerini zikretmemektedir. Ayrıca bazı sözleri Peygamber (s.a.v.)'e ait olmadığı halde hadis olarak ona nispet etmektedir. Çoğu zaman İbn Kennân görüşlerini açık bir şekilde belirtmemiştir. Çoğu durumda sözleri ağırlıklandırmadan veya onaylamadan listelemekle yetinmiştir. Elimizde bulunan yazma eseri, dil meselelerini seçmek için değil, daha çok bir görüş kaynağı olarak kabul edilir. Aynı şekilde İbn Kennân tek bir dilbilgisi ekolünü takip etmediği için bazen kûfi terimini, bazen de basra terimini kullanmıştır.
ABSTRACT
This research focuses on the scribing and manuscript editing of "al-m'aani al-mardiyya 'ala Sham'aa al Mud'yye Fi Ilmi al-'Arabiyya" by Ibn Kinan Al-Dimashqi, which is one of the most important commentary on "ala Sham'aa al Mud'yye" by Imam Al-Suyuti. It is one of the best manuscripts in Arabic grammar, with a fantastic and straightforward explanation style and approach. In it, the author Ibn Kinan cited practically all Arabic language sources, such as Quranic verses, noble prophetic hadiths, and Arabic poetry, and examined most grammarians' sayings by inference and explanation. In this research we aim to revive a part of the Arabic linguistic heritage by bringing this manuscript out to the Library. We will try to cited all the Qur’anic verses, hadiths of the Prophet that were mentioned in it, as well as attributing poetry to its writer and authors, In this study, In this study, we relied on the inductive approach to trace the contents of the manuscript, including verses, hadiths, and sayings of writers and grammarians, then the comparative approach to compare what came in the two versions of manuscripts available to us, and the analytical-critical approach to discuss the contention of some of the grammatical issues contained in the manuscript, or to respond to what was mentioned in it. The study yielded some findings, the most noteworthy of which is that Ibn Kinan followed Al-Suyuti in grammatical usage, and he frequently offers lyrical evidence without assigning it to its writers. He also mentions a phrase and credits it to the Prophet, peace be upon him, even though it is not true. Furthermore, we do not find a clear view of him, but rather, in most situations, he suffices to record the sayings without weighting or approval. As a result, the manuscript is valued as a source of explanation rather than for weighing linguistic concerns. Similarly, Ibn Kinan did not adhere to a single grammatical school of thought; he used the Kufic term at times and the Basrah term at others.