Kadın İş Gücü ve Girişimciliğinin Kültürel Turizmin Gelişimindeki Rolü: Sorumlu Turizm Anlayışı Üzerinden Bir Değerlendirme

Abstract

ÖZ Turizm sektörü son yıllarda birçok uluslararası örgüt tarafından kadın işsizlik oranının azaltılması ve kadınların ekonomik ve sosyal açıdan güçlendirilmeleri için bir fırsat alanı olarak görülmektedir. Özellikle kırsal turizm gibi geleneksel kültürle ilişkili olan alternatif turizm türlerinin popülarite kazanması kadınların turizmde yer almasına ve söz sahibi olmalarına zemin hazırlamaktadır. Kültürel değerleri tanıtma, aktarma, el sanatları imalatı, yöresel yiyeceklerin yapımı gibi pek çok konuda kadına ihtiyaç duyulmaktadır. Kadın girişimcilerin ve iş gücünün turizm endüstrisinde yer alması sorumlu turizm anlayışına önemli bir değer katmaktadır. Sorumlu turizm tüm turizm paydaşları açısından çevresel, ekonomik ve sosyal faydaların çoğaltılıp; olumsuz sonuçların ise en aza indirgenmesi gerektiğini savunan bir turizm yönetim şeklidir. Tez çalışmasında özellikle kültürel turizmle ön plana çıkan Safranbolu’da kadın girişimciliği ve iş gücünün turizmin gelişimindeki rolünü sorumlu turizm anlayışı çerçevesinde ortaya koymak amaçlanmıştır. Nitel araştırma yönteminin kullanıldığı araştırmada katılımcılarla yüz yüze derinlemesine görüşmeler gerçekleştirilmiş ve elde edilen veriler nitel veri analiz programı MAXQDA ile yorumlanmıştır. Araştırma sonucunda; Safranbolu’da sorumlu turizm anlayışına yönelik gerçekleştirilen restorasyon çalışmalarının sorumlu turizm için yetersiz kaldığı, turiste zaman zaman hoşgörüsüz davranılabildiği ve turistlerin satın aldıkları ürün ve hizmetlerle ilgili aldatılabildikleri belirtilmiştir. Kadınların sorumlu turizm anlayışı kapsamında erkeklere göre daha duyarlı bir tutum sergiledikleri; çevre temizliği konusunda daha özenli davrandıkları ve turistlerle daha samimi iletişim kurabildikleri belirtilmiştir. Yöre turizmine katkı sağlamaktan memnuniyet duyduklarını belirten kadınlar, yaptıkları işte belirli bir mesai saatinin olmayışının yaşadıkları en büyük sorun olduğunu dile getirmekle beraber; farklı ürün tasarlama, ürün çeşitliliği ve talep yaratma konularında zorlandıklarını ve yerel yönetimin girişimci kadınlara yeterli desteği sağlamadığını da açıklamıştır.

ABSTRACT In recent years, the tourism sector has been seen by many international organizations as an area of opportunity for reducing women's unemployment and empowering women economically and socially. The increasing popularity of alternative forms of tourism, especially those associated with traditional culture, such as rural tourists, provides a basis for women's participation in tourism and prominence. Women are needed for many things, such as promoting cultural values, transferring them, manufacturing handicrafts, making local food. The participation of female entrepreneurs and the workforce in the tourism industry adds significant value to the understanding of responsible tourism. Responsible tourism is a form of tourism management that advocates that environmental, economic and social benefits should be multiplied and negative consequences minimized for all tourism actors. The aim of the study is to demonstrate the role of women's entrepreneurship and the workforce in the development of tourism in Safranbolu, which is especially focused on cultural tourism. In the study, the qualitative research method was used, in-depth face-to-face interviews were conducted with the participants and the data obtained were interpreted with the quantitative data analysis program MAXQDA. It was found that the restoration work carried out in Safranbolu to promote responsible tourism was insufficient for responsible tourism, tourists could occasionally be treated intolerantly, and they could be deceived about the products and services tourists purchased. Within the framework of the concept of responsible tourism, women showed a more sensitive attitude than men, were more attentive to environmental cleanliness and were able to communicate more intimately with tourists. It was stated that women exhibited a more sensitive attitude than men within the scope of responsible tourism understanding; they were more attentive to environmental cleanliness and could communicate more sincerely with tourists. The women said they were pleased to contribute to local tourism, saying that the lack of a specific working time in their workplace was the biggest problem they encountered, and that they were challenged with different product designs, product diversity and demand creation and that the local government did not provide adequate support to entrepreneurial women.