21. Yüzyılda Güney Çin Denizi’ndeki Çin-Amerikan Rekabeti: Tayvan Sorunu Üzerinden Analitik Çalışma

Abstract

ÖZ 1979 da diplomatik ilişkilerin kurulması, Amerika Birleşik Devletleri-Çin ilişkileri tarihinde önemli bir dönüm noktası oldu, çünkü Başkan Richard Nixon'ın 1972'de Çin'e yaptığı ziyaret, ilişkilerin normalleşmesinin önünü açtı ve iki ülke arasındaki angajmanın artmasının önünü açtımıştır. O zamandan beri ikili ilişki, ticaret, yatırım, teknoloji ve kültürel alışverişler gibi çok çeşitli alanları kapsayacak şekilde gelişti ve genişledi. Ekonomik etkileşimler, aralarındaki ilişkinin şekillenmesinde de belirleyici bir rol oynadı ve iki ülke büyük ticaret ortakları haline geldi, ancak bu ekonomik karşılıklı bağımlılık, özellikle birçok alanda rekabete ve anlaşmazlıklara da yol açtı. Stratejik rekabet, askeri birikim ve toprak anlaşmazlıkları da iki ülke arasında gerilim kaynağı olmuştur. Her iki ülkenin de birbirlerini siber casusluk ve bilgisayar korsanlığı faaliyetleriyle suçlamasıyla siber güvenlik endişeleri önemli bir konu olarak ortaya çıkmıştır. Bu zorluklar ilişkiyi karmaşıklaştırmış ve güven ve işbirliği hakkında sorular ortaya çıkarmıştır. Sadece bu da değil, en önemlisi Tayvan Eyaleti olan bu gerginliğin artmasına katkıda bulunan birçok konu vardır. Tayvan ve Amerika Birleşik Devletleri'nin uzun yıllardır iyi bir ilişkisi var ancak bu sıcak ilişki Çin ile yeni gerilimler yaratarak küresel barışa yeni bir meydan okuma oluşturmuştur. Bu konunun sonuçları nedeniyle ortaya çıkan tartışma ve sorular arasında, Amerika Birleşik Devletleri'nin bu siyasi çekişmedeki konumu en gergin olanı oldu. Çin ile Tayvan arasındaki gerilimin tırmanmasından bu yana Amerika Birleşik Devletleri, Çin ile diplomatik ilişkilerini sürdürürken Tayvan ile diplomatik olmayan ilişkiler de geliştirerek durumu belirsiz bırakmıştır. Bir yandan Amerika Birleşik Devletleri stratejisi şimdilik statükoyu korumayı başardı ama dünyanın geri kalanı tüm durumu sorgulamaya başlamıştır. "Bu konu çıkmaza girene kadar" Ancak bazı uzmanlar statükoyu korumanın barışı korumanın kötü bir alternatif olmadığına inanıyor.

ABSTRACT The establishment of diplomatic relations in 1979 marked an important Deceleration in the history of US-China relations, as President Richard Nixon's visit to China in 1972 paved the way for the normalization of relations and paved the way for increased engagement between the two countries. Since then, the bilateral relationship has developed and expanded to cover a wide range of areas such as trade, investment, technology and cultural exchanges. Economic interactions have also played a decisive role in shaping the relationship between them, and the two countries have become major trading partners, but this economic interdependence has also led to competition and disputes, especially in many areas. Strategic competition, military build-up and territorial disputes have also been a source of tension between the two countries. Cyber security concerns have emerged as a major issue, with both countries accusing each other of cyber espionage and computer hacking activities. These difficulties have complicated the relationship and raised questions about trust and cooperation. Not only that, but there are many issues that contribute to the increase in this tension, the most important of which is the Province of Taiwan. Taiwan and the United States have had a good relationship for many years, but this warm relationship has created new tensions with China, posing a new challenge to global peace. Among the debates and questions that arose because of this issue's implications, the United States' position in this political contestation became the tensest. Since the escalation of tensions between China and Taiwan, the US has kept the situation ambiguous by maintaining diplomatic relations with China while also developing non-diplomatic relations with Taiwan. On the one hand, the US strategy has succeeded in maintaining the status quo for the time being, but the rest of the world has begun to question the entire situation. "Until this issue causes a stalemate" However, some experts believe that maintaining the status quo is not a bad alternative for keeping the peace..