Feminist Dış Politika Ekseninde İsveç Hükümetinin Güvenlik Politikaları

Abstract

ÖZ Dünyanın her yerinde, tarih boyunca kadınlar temel hakları için savaşmak zorunda kalmış ve hala 21. yüzyılda savaşmaya devam etmektedirler. Bu eylem, dönemin ve tarih boyunca değişen dinamiklerin şekillendirdiği konulara göre feminizmin çatısı altında yerine getirilmiştir. Günümüze kadar gelen süreçte Feminizm kavramının kapsamı geliştirilmiş ve çeşitlendirilmiştir. Feminist kavram, özellikle 1990’lı yılların kaotik ortamının gerektirdiği yeni çalışmalar ve perspektiflerden biri olmuş, feminist akademisyenler sayesinde uluslararası ilişkiler literatüründe ve dış politika analizinde yer almaya başlamış. Bu durumun ışığında 1325 Sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kararı (2000) baz alınarak Feminist Dış Politika yaklaşımı ortaya çıkmış, birkaç ülke tarafından uygulamaya geçirilmiştir. Bu tezin ana konusu olarak Feminist Dış Politikanın öncüsü, bu politikayı ilk uygulamaya koyan ve ayrıca ilk terk eden ülke olarak İsveç ele alınacaktır. Kadınların, iç hukuk ve uluslararası ortamdaki karar alma mekanizmalarında yer almalarını ve toplumda marjinalleştirilmiş grupların temsilinin sağlanması amacıyla benimsenen bu politikanın diğer gayelerinden biri de güvenlik kavramının öznesini devlet değil de, birey ve toplum yapmaktır. Çalışmanın ilk bölümünde, Feminizm kavramı tarihsel süreçleriyle tanımlanacak ve uluslararası ilişkilere giden yolculuğu anlatılacaktır. İkinci bölümde ise, Feminist Dış Politika, feminizm kavramı tarafından eleştirilen klasik güvenlik kuramıyla karşılaştırmalı biçimde açıklanacaktır. Son olarak üçüncü bölümde, tezimizin ana konusu İsveç’in feminist dış politika yolculuğu genel hatlarıyla anlatılarak, bu politikayı hangi sebeple bıraktığı sorusuna cevap bulunmaya çalışılacaktır.

ABSTRACT Women have always had to battle for their fundamental rights, and they continue to fight in the 21st century, anywhere in the world. Under the auspices of feminism, this activity was undertaken per the historical dynamics and the issues generated by the period. The scope of the concept of feminism has expanded and become more diverse over time. The feminist idea entered the realm of new research and viewpoints that the chaotic 1990s demanded, and feminist scholars made it possible for it to appear in foreign policy analysis and international relations literature. Given these circumstances, the United Nations Security Council Resolution No. 1325 (2000) served as a basis for the feminist foreign policy approach, which was adopted by several nations. Sweden will be explored as the primary focus of this thesis as the country that developed feminist foreign policy, the first to implement it, and the first to abandon it. Making the individual and society the focus of security rather than the state is one of the other objectives of this policy, which was adopted to ensure that women participate in decision-making mechanisms in domestic law and the international environment as well as to ensure the representation of marginalized groups in society. The definition of feminism along with its historical development and path toward international relations will be covered in the first chapter of the study. The following chapter will describe feminist foreign policy in relation to the traditional security doctrine that feminism criticises. The major focus of our theory will be stated in general terms in the third chapter, which will also attempt to address the question of why Sweden abandoned their feminist foreign policy.