Karabuk University

The Relations Between L2 Learners'mindsets, L2grit And Their Social Connectedness Beliefs

Show simple item record

dc.contributor.author HASAN, Marwa Ahmed Hasan
dc.date.accessioned 2024-02-23T14:06:13Z
dc.date.available 2024-02-23T14:06:13Z
dc.date.issued 2024-01-12
dc.identifier.uri http://acikerisim.karabuk.edu.tr:8080/xmlui/handle/123456789/3271
dc.description.abstract ABSTRACT In order to enhance learners' ability to overcome challenges in the learning process, it is important for us to gain a deeper understanding of why some learners are more capable of maintaining a positive outlook, persevering longer, and achieving better results than others. The purpose of the current study is to investigate a model that explains how learners' beliefs about their language skills, commonly referred to as language mindsets, impact the goals they set for themselves and the consequences of these choices. The focus is on how learners respond when faced with difficult circumstances. This research explores the attitudes, perceptions, and beliefs of 250 English language learners in Kirkuk, Iraq, aged 14 to 17, throughout the academic year 2022–2023. The study aims to explore how mindset and social factors influence a person's determination to learn a second language. To gather data, the researchers used a quantitative method approach and distributed paper-based questionnaires consisting of 68 different items. These questionnaires were evenly given to a population of 250 students from three different schools. The researchers utilized the Language Mindsets Inventory, developed by Lou and Noels in 2017, which includes the general language intelligence beliefs (GLB), second language aptitude beliefs (L2B), and age sensitivity views about language learning (ASB), to measure language mindset. Additionally, the researchers will assess social connectedness using the social connectedness scale proposed by Lee and Robbins in 1998. A short grit scale (Grit-S) developed by Duckworth and Quinn (2009) was used in this study. It includes eight items, four of which measure POE (perseverance of effort). The findings reveal that students exhibit positive attitudes and unwavering determination towards mastering a second language, aligning with a growth-oriented language learning mindset. This positive mindset can enhance their perseverance, bolstering their conviction that diligent efforts will lead to success. While some students perceive linguistic intelligence as an essential factor in language learning, it is notable that many also acknowledge the malleability of language skills through dedicated effort. By integrating a growth mindset perspective, it is evident that language proficiency and intelligence can evolve over time. Furthermore, students exhibit an open-minded view that effective second language learning is achievable at any age, rejecting the notion of age as a significant barrier. Cultivating this mindset can inspire learners of all ages to embark on their language-learning journey with confidence. Strong and positive social relationships within families, friendships, communities, and schools are closely associated with a supportive environment that nurtures a positive language learning mindset. We find that 193 of the students, 76.7%, agree that another language can be learned well, regardless of age (M=2.42, SD=1.65). And (81%) that students enjoy good, comfortable, and healthy friendship relationships that help them develop and learn. (M=1.9, SD=0.94). In conclusion, this research highlights the importance of fostering a growth-oriented mindset in language learning, with an emphasis on effort and grit. This approach can significantly enhance students' positive attitudes and determination to succeed in acquiring a second language, irrespective of perceived linguistic intelligence or age. Moreover, the creation of a supportive social environment plays a pivotal role in nurturing a positive mindset and encouraging students in their language learning endeavors. These findings underscore the significance of mindset and social factors in the realm of second language acquisition. It is imperative to address the inherent limitations and considerations that can influence the research outcomes. One significant concern is the potential lack of representation of the broader population of second language learners. Moreover, participants in research studies may not always provide entirely accurate or honest responses. Factors like social desirability bias or the desire to present oneself in a favorable light can influence the accuracy of the data collected. This potential bias could significantly impact the reliability and validity of the study.   ÖZ Öğrenenleri öğrenme sürecindeki zorluklar karşısında daha dayanıklı kılmak için, bazı öğrencilerin daha yüksek bir iyimserlik düzeyini koruyabilmelerinin, daha uzun süre ısrar edebilmelerinin ve diğerlerinden daha iyi performans gösterebilmelerinin nedenlerini daha derinlemesine anlamamız gerekir. Mevcut çalışmanın amacı, öğrencilerin genellikle dil zihniyetleri olarak bilinen dil yeterlilikleri hakkındaki fikirlerinin, takip etmeyi seçtikleri hedefleri ve bu seçimlerin sonuçlarını nasıl etkilediğini açıklayan bir modeli araştırmaktır. Bu hedefler, kendilerini çevreleyen zor koşullarla karşılaştıklarında nasıl tepki verdikleriyle ilgilidir. Bu araştırma, 2022-2023 akademik yılında Kerkük, Irak'ta yaşları 14 ila 17 arasında olan 250 İngilizce öğrenicisinin tutumlarını, algılarını ve inançlarını araştırıyor. Çalışma, zihniyet ve sosyal faktörlerin ikinci dil cesareti üzerindeki etkisini araştırıyor. Araştırma nicel yöntem yaklaşımını kullanmıştır; Birincil veriler, üç farklı okuldan birine devam eden 250 öğrenciden oluşan nüfus arasında eşit olarak dağıtılan 68 farklı kağıt bazlı anket maddesi kullanılarak elde edildi. Lou ve Noels'in (2017) genel dil zeka inançları (GLB), ikinci dil yetenek inançları (L2B) ve dil öğrenmeye ilişkin yaşa duyarlılık görüşleri (ASB), dil zihniyetini ölçmek için 18 maddelik Dil Zihniyeti Envanteri kullanılmıştır. Sosyal bağlılık Lee ve Robbins (1998) tarafından önerilen sosyal bağlılık ölçeği ile ölçülecektir. Bu çalışmada Duckworth ve Quinn (2009) tarafından geliştirilen kısa cesaret ölçeği (Grit-S) kullanılmıştır. Dördü POE'yi (çabanın azmi) ölçen sekiz madde içerir. Bulgular, öğrencilerin ikinci bir dilde uzmanlaşmaya yönelik olumlu tutumlar ve sarsılmaz bir kararlılık sergilediğini ve gelişim odaklı bir dil öğrenme zihniyetiyle uyumlu olduğunu ortaya koyuyor. Bu olumlu zihniyet onların azimlerini artırabilir ve gayretli çabaların başarıya yol açacağına dair inançlarını güçlendirebilir. Bazı öğrenciler dilsel zekayı dil öğrenmede önemli bir faktör olarak algılarken, birçoğunun da dil becerilerinin özel çabalarla şekillendirilebilirliğini kabul etmesi dikkat çekicidir. Gelişen zihniyet perspektifini entegre ederek dil yeterliliği ve zekanın zaman içinde gelişebileceği açıktır. Ayrıca öğrenciler, etkili ikinci dil öğreniminin her yaşta mümkün olabileceği konusunda açık fikirli bir görüş sergilemekte ve yaş kavramını önemli bir engel olarak reddetmektedirler. Bu zihniyeti geliştirmek, her yaştan öğrenciye dil öğrenme yolculuğuna güvenle çıkma konusunda ilham verebilir. Aileler, arkadaşlıklar, topluluklar ve okullar içindeki güçlü ve olumlu sosyal ilişkiler, olumlu bir dil öğrenme zihniyetini besleyen destekleyici bir ortamla yakından ilişkilidir. Öğrencilerin 193'ünün, yani %76,7'sinin, yaştan bağımsız olarak başka bir dilin iyi öğrenilebileceğine katıldığını görüyoruz (M=2,42, SD=1,65). Ve (%81) öğrencilerin gelişmelerine ve öğrenmelerine yardımcı olan iyi, rahat ve sağlıklı arkadaşlık ilişkilerinden keyif aldıklarını belirtti. (M=1,9, SS=0,94). Sonuç olarak bu araştırma, dil öğreniminde çaba ve cesarete vurgu yaparak gelişim odaklı bir zihniyet geliştirmenin önemini vurgulamaktadır. Bu yaklaşım, algılanan dilsel zeka veya yaştan bağımsız olarak öğrencilerin ikinci bir dil edinmede başarılı olma konusundaki olumlu tutumlarını ve kararlılıklarını önemli ölçüde artırabilir. Dahası, destekleyici bir sosyal ortamın yaratılması, olumlu bir zihniyetin geliştirilmesinde ve öğrencilerin dil öğrenme çabalarında teşvik edilmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Bu bulgular, ikinci dil edinimi alanında zihniyetin ve sosyal faktörlerin öneminin altını çizmektedir. Araştırma sonuçlarını etkileyebilecek doğal sınırlamaları ve hususları ele almak zorunludur. Önemli bir endişe, ikinci dil öğrenenlerin daha geniş bir popülasyonunun temsil edilmeme potansiyelidir. Ayrıca, araştırma çalışmalarına katılanlar her zaman tamamen doğru veya dürüst yanıtlar vermeyebilirler. Sosyal istenirlik yanlılığı veya kendini olumlu bir şekilde sunma arzusu gibi faktörler, toplanan verilerin doğruluğunu etkileyebilir. Bu potansiyel önyargı, çalışmanın güvenilirliğini ve geçerliliğini önemli ölçüde etkileyebilir. en_EN
dc.language.iso en en_EN
dc.subject L2 learners, L2 learners’ mindsets, grit, social connectedness. en_EN
dc.title The Relations Between L2 Learners'mindsets, L2grit And Their Social Connectedness Beliefs en_EN
dc.title.alternative 2. Dil öğrencilerinin zihniyetleri, 2. Dönem kazanç ve sosyal bağlilik inançlari arasindaki ilişkiler en_EN
dc.type Thesis en_EN


Files in this item

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record

Search DSpace


Advanced Search

Browse

My Account