Abstract:
ÖZ
Evrendeki her varlık, birbirinden farklı bir enerjiyle yaratılmıştır. Her canlının kendine özgü bir aura ile birlikte, bu auraya nitelik katan belirgin bir renge sahip olduğu kabul edilmektedir.
Renklerin geçmişten günümüze tarihine baktığımız da aslında hep aynı anlamları bize sunmaktadır. Her rengin kendine özgü bir anlamı ve duygusu vardır. Çevremizde gördüğümüz birçok yapay veya doğal rengin aslında bize hem psikolojik hem de duygusal bir dönüşü bulunmaktadır. Kırmızı rengi gözlemlediğimizde veya zihnimizde canlandırdığımızda, genellikle sevgi, aşk ve tutku gibi duygusal kavramları hissetmemize neden olan bir etki ortaya çıkmaktadır. Fakat karanlık tarafını ele aldığımızda da bize şiddet, kaos ve tehlike gibi kavramları düşünmemize de sebep olur. Duygularımızı somut veya kavramsal olarak ifade etmek amacıyla sanata duyulan ihtiyaç, renklerin sanatçılar için yalnızca bir araç olmanın ötesinde, bireysel veya toplumsal duyguların açığa çıkarılmasında bir köprü işlevi görmesinden kaynaklanmaktadır. Bu aktarım sürecini yönlendirmek için sanatçılar, yüzyıllar boyunca, bir mum ışığının yansıttığı renklerden, gün ışığından ve kullanılan malzemelerin kendi doğal renklerinden ilham almışlardır. Her dönemin kendine özgü bir estetik oluşumu bulunmaktadır ve bu oluşumlar, teknolojideki gelişmelerle paralel bir şekilde sanatçıların eserlerinde özgün bir biçimde yansıtılmıştır. Ayrıca sanatçının kendi içinde bulunduğu aura(frekans) ile çalışmalarına olan bu enerji halini yansıtmıştır. Rengin duyguları aktaran bir enerji olduğunu keşfetmişlerdir.
Bu çalışma rengin aslında psikolojik birçok altyapısını ve derininde bize keşfedilmemiş yanlarını göstermektedir.
ABSTRACT
Each entity in the universe is created with a unique energy. It is accepted that every living being possesses a distinctive aura, accompanied by a discernible color that enhances this aura.
When we examine the history of colors from the past to the present, we find that they have consistently conveyed the same meanings to us. Each color has its own unique significance and emotional resonance. Many artificial or natural colors we encounter in our surroundings have both psychological and emotional implications. Observing or visualizing the color red, for instance, often evokes emotional concepts such as love, passion, and affection. However, delving into its darker aspect also leads us to think about concepts like violence, chaos, and danger. The need to express our emotions, whether concrete or conceptual, through art stems from the fact that colors serve as a bridge for artists to reveal individual or societal emotions, beyond being just a tool.
To direct this process of transmission, artists have drawn inspiration from the colors reflected by a candlelight, daylight, and the natural colors of the materials used. Each era has its own unique aesthetic formation, and these formations have been distinctly reflected in the works of artists parallel to advancements in technology. Additionally, artists have reflected the energy state of their own aura (frequency) in their works. They have discovered that color is an energy that conveys emotions.
This study aims to reveal the psychological underpinnings of color and its undiscovered aspects in depth.