Yılmaz, Ayşe2024-09-292024-09-292023https://doi.org/10.34083/akaded.1380680https://search.trdizin.gov.tr/tr/yayin/detay/1216985https://hdl.handle.net/20.500.14619/11063Klasik Türk şiirin beslendiği iki ana damar vardır. Bunlardan ilki dini içerik (Kur’ân-ı Ker?m, hadisler, dini ilimler, peygamber kıssaları…), diğeri ise yerli malzemeler (milli kültür, efsaneler, şahıslar, atasözleri ve deyimler…)’den oluşur. Şairlerin; aşk, âşık ve sevgili temasını işlerken bu iki damardan beslendiği görülür. Böylece sanatın manevi değerlerden ve geleneklerden hareket eden tarzı bir sonraki nesle miras kalır. Aşk kurgusu daima ıstırap yörüngesinde gelişir. Sevgili otorite sahibidir, yücedir, kudretlidir, acımasızdır ve bir o kadar da güzeldir. Âşıksa cevr ü cefa çekmekten şikayetçi olmaz, gözyaşlarını ve canını sevgili yoluna sunmuştur. Sevgiliyi anlatırken de en iddialı sözleri söylemeli, tesiri güçlü ve kalıcı kılmalıdır. Böylece ideal aşka ulaşacak olan âşık, ruhen de yükselmiş olacaktır. Bu nedenle de sevgilisini peygamberlerle yan yana getirir, dahası zaman zaman onlardan üstün yanlarını söyler. Bu ona göre bir yarış sayılmaz, sevgili zaten her türlü ulvi meziyete sahiptir. Bu makalede peygamber ile sevgili arasında kurulan anlam bağları ve incelikleri, oluşturulan güçlü hayaller, estetik anlatım, üslup zenginlikleri incelenmiştir.trinfo:eu-repo/semantics/openAccessKlasik türk şiirinde peygamberler ile sevgili arasında oluşturulan anlam dünyasıArticle10.34083/akaded.138068020643203212169857