Karabük Üniversitesi Kurumsal Akademik Arşivi

DSpace@Karabük, Karabük Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor, araştırma verisi gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.




 

Güncel Gönderiler

Öğe
Etik değerlerin örgütsel sürdürülebilirliğe etkisinde işbirlikçi davranışların aracılık rolü üzerine bir araştırma
(Karabük Üniversitesi, 2024) Şeker, Neşe Öner; Karakaya, Abdullah
İşletmeler sürekli değişen ihtiyaçları karşılamak, gelişen rekabet koşullarına uyum sağalamak için daha fazla iş gücü ve kaynak kullanmaktadırlar. Bu da çevresel ve toplumsal sorunlara neden olmaktadır. Bunların, etik değerler çerçevesinde, işbirlikçi bir yapı ve sürdürülebilir uygulamalarla çözüleceği düşünülmektedir. Bu kapsamda çalışma, farklı kuşakların dengeli kalkınmasının boyutu olan sürdürülebilirliğin, örgütsel yönünü etik değerler çerçevesinde incelemeyi amaçlamaktadır. Bu amaçla, Karadeniz Bölgesi'nin Batı Karadeniz Bölümü'nde faaliyet gösteren üç yıldız ve üzerindeki konaklama işletmelerinin çalışanlarına yönelik araştırma gerçekleştirilmiştir. Araştırma kapsamında hibrit anket yöntemiyle elde edilen veriler; sayı ve yüzde, normal dağılım, geçerlik, güvenirlik, tanımlayıcı istatistik, korelasyon, regresyon ve aracılık testleriyle analiz edilmiştir. Analiz bulgularına göre; etik değerler ile örgütsel sürdürülebilirlik (r= 0,625; p<0,005) ve işbirlikçi davranışlar (r=0, 535; p<0,005) arasında pozitif anlamlı ilişki söz konusudur. İşbirlikçi davranışlarla örgütsel sürdürülebilirlik arasında pozitif anlamlı bir ilişki bulunmaktadır. Etik değerlerle işbirlikçi davranışların modele birlikte dâhil edilmesiyle, etik değerler örgütsel sürdürülebilirliği 0,480; işbirlikçi davranışları 0,224 oranında etkilediği; yani etkinin yok olmadığı tespit edilmiştir. Etik değerlerin etkisinin yok olmasa da değerinin düşmesiyle işbirlikçi davranışların kısmi aracılık rolünün olduğu anlaşılmaktadır. Konaklama işletmeleri, toplumsal ve doğal çevrenin korunması, sürdürülebilirliğin boyutlarıyla birlikte değerlendirilerek teşvik edilmesi için potansiyel araçtır. Bu işletmelerde örgütsel sürdürebilirlik ilişki faktörlerini anlamak uygulamaları başarılı şekilde yönetebilmek için önemlidir. Bu açıdan literatüre önemli katkılar sağlamakla birlikte, işletmelere sürdürülebilirliğe ilişkin bütünsel bakış açısı sunarak, temelini etik değerlerin oluşturduğu, işbirlikçi davranışlarla desteklenen örgütsel bir yapı oluşturmalarını önermektedir. Anahtar Kelimeler: Etik Değerler; İşbirlikçi Davranış; Örgütsel Sürdürülebilirlik; Konaklama İşletmeleri
Öğe
Banka murabahasında şeri hükümler: Cihan İslami Finans Bankası örneği
(Karabük Üniversitesi, 2024) Sherwanı, Mohammed Mahfoodh Sulaıman; Mohammed, Hossameldeen Khalıl Farag
Bankacılık işlemleri modern yaşamın vazgeçilmez bir parçası haline gelmiş olup, bu işlemlerin çoğu yatırım ve fon geliştirme amaçlıdır. Ancak bu tür işlemler İslami bankalarda klasik konvansiyonel bankalardan farklıdır. Bu bankalar kalkınma esaslı faaliyetlerinin çoğunu haram kılınmış olan faiz temelleri üzerinde yönetirken, İslami bankalar mali işlemlerinin çoğunu, her türlü riba kirliliğinden uzak, meşru ticaret ilkeleri üzerine kurarlar. Bu bağlamda Murabaha, İslami bankaların yatırım yapmak ve fon geliştirmek için kullandıkları en başarılı ve önemli yöntemlerden biridir. Bu gaye ile tezde, İslam şeriatının ruhuna uygun bir şekilde ele alıp istenilen gelişmeyi sağlayan şeri murabahanın en önemli yönlerini Allah'ın ve Resulü'nün (s.a.v.) yasakladığı şeylerden kurtulmanın nasıl mümkün olduğunu gösteren murabaha satışlarından örnekler toplamaya çalıştım. Dolayısıyla araştırma, murabaha kavramını, meşruiyetini, esaslarını ve şekillerini açıklamak açısından bankacılık sektötündeki haliyle murabahayı açıklamayı amaçlamaktadır. Ayrıca bankacılık murabahasının hükmünü ve mahiyetini açıklamayı ve İslami bankalarda murabaha yoluyla gerçekleştirilen finansmanın yüzdesini netleştirmek de tezin amaçlarındandır. Tezde her ne kadar fıkhi murabaha hakkında yazıp hükmünü detaylı olarak anlatsam da, özellikle Murabaha lil amiri biş-şira veya bankacılık murabahası denen şekliyle Murabaha konusuna özen gösterdim. Bunun yanında benden önce konuyu doğrudan benim gibi ele alan kimsenin olmadığını da görmüş oldum. Bu çalışma ile Yüce Allah'tan beni faydalandırmasını ve bu mütevazi çalışmayı okuyanların da istifa etmelerini sağlamasını temenni ediyorum.
Öğe
Calculation of the half-lives for 117,119,121te isotopes by Pyatov's method
(Karabük Üniversitesi, 2017) Alwası, Zohra Alı Ahmed; Çakmak, Necla
Bu çalışmada, 117,119,121Te izotoplarının Gamow-Teller geçiş özellikleri proton-nötron kuazi parçacık rastgele faz yaklaşımı çerçevesinde Pyatov metodu ve şematik model ile incelendi. İzinli Gamow-Teller geçiş yarı ömür süreleri hem parçacık-deşik hem de parçacık-parçacık kanalı dikkate alınarak hesaplandı. Sayısal hesaplamalar Fortran77 kodu ile yapıldı ve elde edilen sonuçlar deneysel değerler ile karşılaştırıldı.
Öğe
Tarihi yapıların sürdürülebilirliği açısından zamansız müze kavramı üzerine bir değerlendirme: ankara gar binası
(Karabük Üniversitesi, 2024) Uslu, Esra; Ertürk, Ayşen Esra Bölükbaşı
Tarihi yapıların müze olarak uyarlanması, kültürel mirasın korunması ile geçmişe ait izlerinin yeni nesile taşınması ve tarihi yapının sürdürülebilirliği açısından büyük bir önem taşımaktadır. Müze anlayışının; tamamen yeni bir bina, mevcut tarihi binaya ek yapı olarak veya tarihi binayı yenileme şeklinde olabilir. Müze olarak dönüşümü gerçekleştirilmiş tarihi yapılarda oluşturulan bu algı fiziksel değişimin yanı sıra tarihi dokunun korunması, kentsel imge ile uyum ve müze kavramıyla bütünleşen bir algı oluşturmayı da içermektedir. Tarihi Gar binaları, kentlerin ilk varış ve bitiş noktası olması sebebi ile kentlerin simgesel değerleridir. Ayrıca Anadolu'da demiryolu tarihine bakıldığında bu yapılar tarihi yapı olarak ele alınmaktadır. Ancak günümüz teknolojisi ve ihtiyaçlarına bağlı olarak YHT (Yüksek Hızlı Tren) kullanımının artması ile tarihi gar binaları işlev açısından ikincil duruma düşmesi veya kullanım dışı kalması bu yapıların sürdürülebilirliğini olumsuz yönde etkilemektedir. Tarihi yapıların sürdürülebilirliği için müze fikri günümüzde sıkça tercih edilmekte ve hizmetini tamamlamış yapılar müze mekânı olarak kullanılmaktadır. Özgün işlevini tamamlamış tarihi gar binalarının müzeye dönüştürüldüğü özellikle dünyadan örnekler bulunmaktadır. Türkiye'de istasyon veya gar binası mekânlarında sergileme düzeni yapılan az sayıda örnekten bahsetmek mümkündür. Genellikle periyodik sergilerin olduğu örnekler veya birtakım sanatsal aktivitelerin yapıldığı bilinmektedir. Bu bağlamda bu tür etkinlikler gelip giden insanların bir izleyici/ziyaretçi potansiyeli oluşturması açısından da önemlidir. Bu çalışmanın konusu olan Ankara Gar Binası'nın kentin gelişme sürecinde, Kale ve Ulus Atatürk Heykeli'nden başlayarak I. Meclis, II. Meclis ve Ankara Palas ile devam eden aksın sonunda yer alması ile bir başlangıç ve bitiş noktasıdır. Tarihi yapının bulunduğu bu konum itibari ile Erken Cumhuriyet Dönemi'nden günümüze kadar önemli tarihi olaylara şahitlik etmesiyle önemini sürdürmektedir. Ankara erken dönem kent planlarında bu aks dikkate alınarak kentin geliştirildiği görülmektedir. Ankara Gar Binası, kurulduğu günden bu yana özgün işlevi ve tarihi simgeselliği ile varlığına devam etmekte olup, çevresel koşullarının değişiminden dolayı günümüz kullanıcıları tarafından fark edilebilirliği azalmıştır. Tarihi yapının tekrar öneminin ön plana çıkarılabilmesi için mevcut işlevine ek olarak müze algısıyla kullanıcılarına sunulması yapının sürdürülebilirliği açısından önem kazanmaktadır. Bu çalışmada, Ankara Gar Binası, günün her saatinde hizmetine devam eden, tren istasyonuna gelen yolcuları karşılayan ve seyahat edecek ziyaretçileri uğurlayan ve diğer hizmetler için tercih edilen bir yapı olması sebebi ile devamlı bir ziyaretçi potansiyeline sahiptir. Ancak aktif olarak ziyaretçiler tarafından kullanılan alanların kısıtlılığı ve tarihi yapının bir geçiş alanına dönüşümü binanın önemini gölgelemektedir. Bu sebeple tarihi binanın kent kültürü ve belleğini de yansıtarak ortaya çıkaracak müze kavramı içerisinde değerlendirilmesi, onun 7/24 aktif özgün işlevini sürdürmesi ile zamansız müze kavramı içerisinde ele alınabileceğine ilişkin kurgulanan çalışmanın hipotezi sınanmıştır. Ankara Gar Binası'nı konu alan bu çalışmada literatür araştırması ve yapı topluluğu içinde yer alan binanın mevcut durum tespiti yapılmıştır. Oluşturulan hipotezin sınanması için uzman görüşleri doğrultusunda AHP yöntemi uygulanarak kriterler ve önem sıralaması oluşturulmuştur. Bu doğrultuda anket ifadeleri oluşturularak 521 katılımcının görüşleri değerlendirilmiştir. Elde edilen sonuçlar doğrultusunda özgün işlevine devam eden tarihi yapının zamansız müze kavramı içerisinde değerlendirilmesinin ve zamansız müze kavramı tanımlamasının ilgili literatüre katkı sağlayacağı anlaşılmıştır.
Öğe
Yüksek şekillendirilebilirlik ve darbe sönümleme özelliğine sahip ileri yüksek mukavemetli çeliğin analiz-proses tasarımı
(Karabük Üniversitesi, 2024) Özyiğit, Mehmet Bulut; Hayat, Fatih
Bu çalışmada, otomotiv sektöründe çok geniş kullanım alanı bulan ve birinci nesil ileri yüksek mukavemetli çelikler (AHSS) sınıfında yer alan darbe sönümleme kabiliyeti yüksek çift fazlı (DP) çeliklerin (ekstra şekillenme özelliği sunan DP800, DP1000 ve DP1200) endüstriyel üretim şartlarına uygun şekilde analiz ve proses tasarımları yapılmıştır. Çalışmanın en önemli amacı elde edilen çıktılar ile ülkemiz demir çelik ve otomotiv endüstrisine bilgi birikimi kazandırmak, çoğu yurt dışından temin edilen bu ürünleri yerlileştirmektir. Çalışmalar iki aşamada gerçekleştirilmiş ve irdelenmiş olup her iki aşamada da çalışılan ürünler ülkemizde üretilmemektedir. İlk aşamada geleneksel birinci nesil DP800 çelik kalitesinin toplam uzama ve şekillendirilebilirlik özelliklerini geliştirebilmek amacıyla kimyasal kompozisyon tasarımları ve proses tasarımları yapılmıştır. Sonrasında ürünün endüstriyel koşullarda üretimi gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın ikinci aşamasında ise DP1000 ve DP1200 kalitelerinde hedef iç yapı ve mekanik özelliklerin sağlanması için analiz ve proses tasarımları yapılarak prototip ürünler elde edilmiştir. DP1000 ve DP1200 kalitelerinin doğrudan endüstriyel ölçekte üretilmesi birçok risk barındırığından prototip ölçekte üretilmiş olup bu yüzden tez kapsamında ikinci aşama olarak ele alınmıştır. DP800 çeliğinin toplam uzama ve şekillendirilebilirlik özelliklerinin geliştirilmesi aşamasında ürünün akma mukavemetinin çekme mukavemetine olan oranını düşürmeye odaklanılmıştır. Kimyasal kompozisyon tasarımları sonrası, uygun sürekli tavlama ve galvanizleme hattı (CGL) parametreleri ile üretilen malzemelerde kalite isteri olan hedef minimum 780 MPa çekme mukavemetine erişilmiştir. Yapılan simülasyon çalışmalarında ise akma mukavemetinin, çift fazlı çeliklerde analiz tasarımının yanında temper haddeleme prosesi ile doğrudan ilişkili ve şekillenme özellikleri üzerinde etkili olduğu belirlenmiştir. Temper hadde uygulanmamış (%0,0), %0,6 temper hadde uygulanmış ve %1,2 temper hadde uygulanmış malzemelerde çekme mukavemeti yaklaşık 800 MPa elde edilirken akma mukavemetinin sırasıyla yaklaşık 320 MPa, 450 MPa ve 530 MPa olduğu tespit edilmiştir. Toplam uzama değerinin sırasıyla %18, %18 ve %16 olduğu; şekillenme özellikleri açısından çok önemli olan deformasyon sertleşme üstelinin ise sırasıyla %0,22, %0,18 ve %0,16 olduğu belirlenmiştir. Optimum temper haddeleme değerinin ise %0,6 olduğu tespit edilmiştir. Çalışmanın ikinci aşamasında ise ileri yüksek mukavemetli çift fazlı çelik sınıfının en yüksek mukavemeti ürünleri olan DP1000 ve DP1200 çeliklerinin prototip ölçekte üretilmesine odaklanılmıştır. Bu aşamada öncelikle DP600 üzerinden kimyasal kompozisyon çalışmaları yürütülmüştür. Özellikle Bor (B) elementinin çift fazlı çeliklerde sert faz dönüşüm mekanizması üzerindeki etkileri araştırılmış endüstriyel üretimler risk teşkil edip etmediği seri üretim koşullarında incelenmiştir. Ardından DP1000 ve DP1200 kaliteleri için kimyasal kompozisyon tasarımları gerçekleştirilmiştir. Bu kimyasal kompozsiyonların farklı proses parametreleri altında davranışı incelenmiştir. Ağırlıkça karbon (C) içeriği değeri; %0,1'in altına düştüğünde sert faz dönüşüm oranı yetersiz kalmakta, hedef mukavemet seviyesi sağlanamamaktadır. Ağırlıkça Mangan (Mn) içeriği; %1,60'ın üzerinde olduğu durumlarda yeterli östenit stabilizasyonu sağlanabilmekte, dolayısıyla sert faz dönüşüm oranı C elementinin de etkisiyle yeterli seviyeye çıkarılabilmektedir. Ağırlıkça fosfor (P) ve silisyum (Si) içeriği, analiz tasarımında yer alan katı eriyik sertleşmesi sağlayan ve sert faz dönüşümüne destek olan krom (Cr) ve molibden (Mo) gibi diğer elementlerin miktarına ve hedef uzama değerine göre belirlenmesi gerektiği tespit edilmiştir. Ağırlıkça Cr + Mo > %0,85 olmalıdır. B elementi DP1000 ve DP1200 gibi sert faz oranı %30 üzerinde olan çift fazlı çeliklerde 15 – 30 ppm aralığında bulunmalıdır. B elementinin sert faz dönüşümüne olan katkısından maksimum düzeyde faydalanabilmek için titanyum (Ti) elementi ile serbest azot (N)'un stabilize edilmesi de gerektiği belirlenmiştir. Aksi takdirde çelik üretim proses katılaşma aşamasında TiN yerine BN çökeltileri oluşmaktadır. Bu durumun çözünmüş B miktarını azalttığı ve sertleşebilirliğe olan katkısını olumsuz etkilemektedir.