Yazar "İrdem, Cemil" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Effects of temperature and precipitation on tea yield in turkey(2022) İrdem, CemilThe study aims to determine the changes in annual tea yield in Turkey between 1975 and 2019 and analyse the yield relationship with temperature and precipitation conditions. Within the scope of the study, statistical relationships between monthly temperature and precipitation data and annual tea yield were examined. In addition, the annual changes and trends in the yearly tea yield were revealed. As a result of the study, a statistically significant positive relationship was determined between annual average, maximum and minimum temperatures and annual tea yield. On the other hand, the relationship between total yearly precipitation and annual tea yield was insignificant. Relationships between temperature and yield are more substantial in summer. A statistically significant increasing trend was defined in tea yield during the 1975-2019 period in the research area. There was a considerable increase in annual average temperatures in the same period but an insignificant increase in precipitation. In the light of these, an increase in tea yield due to temperature rises can be expected in the region by looking at climate change scenarios.Öğe Elmacık dağı ve yakın çevresinin dendroklimatolojik ve dendrojeomorfolojik yöntemlerle analizi(Karabük Üniversitesi, 2019) İrdem, Cemil; Coşkun, MücahitAraştırmanın konu kapsamını Elmacık Dağı ve yakın çevresi için yapılan dendroklimatolojik ve dendrojeomorfolojik analizler oluşturmaktadır. Alan kapsamı olarak çalışmanın sınırını belirleyen Elmacık Dağı ve yakın çevresi, Marmara Bölgesi'nin doğusu ile Karadeniz Bölgesi'nin batısında; Sakarya, Düzce ve Bolu illerinin sınırları içerisinde yer almaktadır. Tez kapsamında, araştırma sahasında iklime duyarlı kronolojiler oluşturmak, oluşturulan kronolojilerden yararlanarak sıcaklık ve yağış değerlerinin geriye dönük tahminlerini yapmak ve bu değerlerin ortalamaya göre az ve çok olduğu yılları belirlemek, araştırma sahası ve yakın çevresinde meydana gelmiş büyük deprem ve heyelanlarla ağaç halkaları arasındaki ilişkileri sorgulamak amaçlanmıştır. Türkiye'de meteoroloji istasyonlarının iklim kayıtları çok eskiye gitmemektedir. Dolayısıyla yıllık halka kronolojileri kullanılarak yapılacak rekonstrüksiyonlar paleoiklim analizleri açısından yararlı olacaktır. Çok sayıda aktif ve paleo heyelan sahalarına rastlanan Elmacık Dağı'nın güney ve kuzeyinde Kuzey Anadolu Fayı'nın kolları bulunur. Deprem ve heyelanlar ülkemizde çok ciddi can ve mal kayıplarına neden olmaktadır. Bu bakımdan söz konusu doğa olaylarının farklı araştırma yöntemleriyle araştırılıp ortaya konması önemlidir. Araştırama sahasının haritaları ilgili kurumlardan alınan verilerin arazi çalışmalarıyla yeniden değerlendirilmesi sonucu ArcGIS 10.1 programında üretilmiştir. İklim analizleri için Elmacık Dağı ve yakın çevresinde yer alan istasyonların verileri MGM'den alınmış ve düzenlenmiştir. Dendrokoronolojik analizlerde Bolu, Sakarya ve Düzce meteoroloji istasyonlarının verileri kullanılmıştır. Tez kapsamında Elmacık Dağı'ndan 3 sarıçam (Pinus sylvestris L. var. hamata Steven) yöre kronolojisi (214, 233 ve 248 yıllık) oluşturulmuştur. Örnekler artım burgusu ile canlı ağaçlardan alınmıştır. Yıllık halka genişlikleri LINTAB-TSAP sisteminde ölçülmüş, eşleştirmeler ise COFECHA programı ile gerçekleştirilmiştir. Her bir yöre için yıllık halka genişlikleriyle Bolu, Sakarya ve Düzce meteoroloji istasyonlarının aylık toplam yağış, aylık ortalama, maksimum ve minimum sıcaklık verileri arasındaki ilişkiler DENDROCLIM2002 programında tepki fonksiyonları hesaplanarak ortaya konmuş, söz konusu iklim verilerinden istatistik açıdan uygun olanların geriye dönük tahminleri yapılmıştır. Tepki fonksiyonu sonuçlarına göre çalışılan tüm istasyonlar için mayıs yağışları tüm yörelerde halka genişliğini 0.95 güven düzeyinde anlamlı ve pozitif yönde; önceki yılın ekim-kasım yağışları ise negatif yönde etkilemektedir. Ocak-nisan dönemi ortalama ve maksimum sıcaklıklarının halka genişliklerine etkisi pozitif yönde; temmuz-ekim dönemi ortalama sıcaklıkları ve eylül-ekim ayları maksimum sıcaklıklarının etkisi ise negatif yöndedir. Aylık ortalama minimum sıcaklıklardaki artış ile yıllık halka gelişimi arasında önceki yılın kasım-aralık ayları ile halka oluşum yılının ocak, mart, nisan ve ekim aylarında pozitif yönde, önceki yılın ekim ayı ile halka gelişim yılının temmuz-eylül döneminde negatif yönde ilişki söz konusudur. Araştırmada Bolu meteoroloji istasyonunun mayıs-ağustos dönemi, şubat-ağustos dönemi ve yıllık toplam yağışlarının 160, Sakarya ve Düzce meteoroloji istasyonlarının ocak-nisan dönemi ortalama sıcaklıklarının 170, Düzce meteoroloji istasyonunun ocak-nisan dönemi maksimum sıcaklıklarının 145 ve şubat-ağustos dönemi toplam yağışlarının 160 yıllık geriye dönük tahmini yapılmış, az yağışlı ve yağışlı yıllarla birlikte sıcak ve serin yıllar belirlenmiştir. Bolu ve Düzce için 1861, 1875, 1893, 1904, 1905, 1909, 1927, 1935, 1942, 1944-45, 1947 ve 1949 yılları az yağışlı; 1865, 1877, 1900, 1910, 1913, 1919, 1922 ve 1939-40 yılları yağışlı;1901, 1917 ve 1936 yılları çok yağışlı yıllardır. Sakarya ve Düzce için 1861 ve 1893 yılları çok serin; 1854, 1860, 1867-68, 1878, 1883, 1887, 1904, 1907, 1909, 1921, 1923, 1932, 1943, 1945 ve 1949 yılları serin; 1853, 1858, 1873, 1877, 1890, 1910, 1913, 1915, 1919 ve 1940 yılları sıcak; 1885, 1901, 1917 ve 1936 yılları çok sıcak yıllardır. Deprem analizlerine göre 1943 (Hendek), 1957 (Abant) ve 1967 (Mudurnu) depremlerinden sonraki yıllardaki yıllık halka daralmalarını iklim unsurlarından ayırıp depremlere bağlamak oldukça güçtür. 1999 (Gölcük ve Düzce) depremlerinin ise halka gelişimini olumsuz etkilediği söylenebilir. Çünkü iklim unsurları halka gelişimini artıracak yöndeyken, yöre kronolojilerindeki örneklerin büyük çoğunluğunda yıllık halkalarda daralmalar söz konusudur. Heyelan analizleri için seçilen Akyazı-Dokurcun (Sakarya) heyelan alanındaki kızılçamlardan (Pinus brutia Ten.) 30 ağaçtan 58 kalem örnek alınmıştır. Örneklerde 1966, 1975, 1985 ve 2001 yıllarındaki daralmalar heyelan hareketleriyle ilişkilendirilmiştir. Bu yıllarda heyelandan etkilenmeyen alandan oluşturulan kontrol kronolojisinde halka genişlikleri artış gösterirken iklim unsurları da büyük ölçüde halka gelişimini olumlu etkileyecek yönde seyretmiştir.Öğe Sünnet gölü (Göynük-Bolu) heyelanında dendrojeomorfolojik analizler(2024) İrdem, CemilBu çalışmada Sünnet Gölü’nün (Göynük/Bolu) kuzeybatısında meydana gelen heyelan hareketlerinin dendrojeomorfolojik teknikler kullanılarak analiz edilmesi amaçlanmıştır. Çalışma kapsamında heyelan alanından alınan örneklerden 158 yıl uzunluğunda bir heyelan kronolojisi ve heyelandan etkilenmeyen alandan alınan örneklerden ise 376 yıl uzunluğunda bir kontrol kronolojisi oluşturulmuştur. Örnekler canlı ağaçlardan alınmıştır. Yıllık halka genişlikleri ölçüldükten sonra eşleştirme işlemi yapılmış, ölçüm hataları giderilmiştir. Heyelan alanından alınan örnekler ile kontrol kronolojisi oluşturulan sahadan alınan örneklerdeki büyüme farklılıkları incelenmiştir. Büyümede meydana gelen değişikliklerin iklimsel nedenlerle mi yoksa jeomorfolojik nedenlerle mi olduğunu tespit etmek amacıyla iklim-ağaç halkası ilişkileri incelenmiştir. Heyelan alanından alınan örneklerin yıllık halka analizleri sonucunda en yaşlısının 158 yaşında (1865 yılına ait) olduğu belirlenmiştir. Bu durum heyelan alanında ecesis aralığı da hesaba katıldığında 1850-1860 yılları arasında bir gençleşme olduğuna işaret etmektedir. Gençleşmede 1855 yılında meydana gelen 2 büyük depremin tetikleyici olduğu değerlendirilmiştir. Ayrıca 1885 ve 1962 yıllarında da ikincil heyelan hareketlerinin olduğu sonucuna ulaşılmıştır. This study aimed to analyze the landslide movements that occurred in the northwest of Sünnet Lake (Göynük/Bolu) using dendrogeomorphological techniques. Within the scope of the study, a 158-year-long landslide chronology was created from the samples taken from the landslide area and a control chronology of 376 years was made from the samples taken from the landslide-unaffected area. Samples are taken from live trees. After the tree-ring widths were measured, the crossdating process was carried out and the quality of measurement were checked. The growth differences between the samples taken from the landslide area and the samples taken from the field where the control chronology was created were examined. Climate-tree-ring relationships were reviewed to determine whether the changes in growth were due to climatic or geomorphological reasons. As a result of the tree ring analysis of the samples taken from the landslide area, it was determined that the oldest was 158 years old (belonging to 1865). This result indicates a rejuvenation between 1850 and 1860 when the ecesis interval in the landslide area is considered. It has been evaluated that two major earthquakes in 1855 may trigger rejuvenation. In addition, it was concluded that there were secondary landslide movements in 1885 and 1962