Yazar "Canbulat, Onur" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Air Quality Issues and Settlement Suitability Analysis in Igdir Central District(Istanbul Univ, Fac Letters, Dept Geography, 2023) Coskun, Mucahit; Sahiner, Huseyin; Canbulat, Onur; Ozturk, AhmetAir pollution can be a concern during certain seasons, specifically in autumn and winter, in the city center of Igdir owing to the city's geomorphological and climatological features. This study aims to examine the spatial and vertical distribution of air pollution in the atmosphere of the city center of Igdir and identify suitable areas for urban settlement. The results revealed that areas with highest pollution levels were in the city center of Igdir and in the plain area located north of the city. The geographical conditions, specifically in winter, limit convective air movements, cause inversion, and intensify air pollution. Height of the aerosol layer expresses the upper limit that pollutants can reach in the atmosphere. In the city center of Igdir, height of the aerosol layer approximately 1000-1100 m, especially in winter. Furthermore, pollutants are trapped between 850 m, which is the average altitude of the city center of Igdir, and these altitudes causes the pollution to be felt more intensely. A change in the city's settlement plan (horizontally) cannot address this issue in the longterm as the same air pollution problem will occur again. Thus, settlements should be established at least above 1000-1100 meters, which is the upper level of the aerosol layer in winter, to prevent this issue.Öğe Covid 19 sürecinde coğrafi özellikler ve atmosfer kararliliğina göre karabük il merkezi ve zonguldak’in ereğli ilçesinde aerosol optik derinlik analizi(2022) Coşkun, Mücahit; Sahiner, Huseyin; Canbulat, OnurAerosoller doğal süreçler ya da insan faaliyetleri sonucunda atmosfere karışmakta ve iklim şartlarından insan sağlığına kadar birçok faktör üzerinde etkili olmaktadır. Bu çalışmada 1 Ocak 2019 ve 19 Nisan 2021 tarihleri arasında aerosol optik derinlik görüntüsü alınabilen toplam 292 günlük Moderate Resolution Imaging Spectroradiometer uncertainty ve 0.55 ?m verileri kullanılmıştır. Salgının etkisinin Türkiye’de ciddi anlamda hissedildiği 2020 Mart ayının 15. günü analizlerde salgın öncesi ve salgın süreci ayrım günü olarak belirlenmiştir. Türkiye’nin önemli sanayi kentleri arasında yer alan Karabük ve Karadeniz Ereğlisi araştırmanın alan kapsamını, bu şehirlerde Covid-19 salgın sürecinin aerosol optik derinliği üzerindeki etkisi ise konu kapsamını oluşturmaktadır. Araştırmanın amacı salgın sürecinin aerosol optik derinliği üzerindeki etkisini ortaya koymaktır. Yapılan analizler sonucunda genel olarak uncertainty aerosol optik derinlik değerlerinde mevsimsel bir döngünün var olduğu tespit edilmiştir. Uncertainty aerosol optik derinliğinin hem genel ortalama hem de Covid 19 salgın süreci öncesi ve salgın sürecinde Karabük şehrinde Ereğli’ye oranla daha fazla olduğu görülmektedir. Ayrıca her iki çalışma alanında da aerosol optik derinlik değerlerinde salgın sürecindeki 149 günlük dönemde, salgın öncesindeki 143 günlük döneme göre düşüş yaşanmıştır. 0.55 ?m aerosol optik derinlik verileri ile yapılan analizlerde, uncertainty verilerine paralel olarak Covid 19 sürecinde azalma dikkat çekmekte ve azalma miktarı artmaktadır. Karabük Kardemir 1 istasyonundan alınan partikül madde 10 değerleri ile analiz sonuçları karşılaştırıldığında mevsimsel döngü bakımından benzerlik görülmekle birlikte en yüksek değerler sonbahar sonu ve kış başlarında ortaya çıkmaktadır. Ayrıca salgın süreci ile birlikte partikül madde 10 miktarında %32 gibi önemli oranda düşüş yaşanmıştır. Bu düşüşte salgın süreciyle birlikte sanayi de dahil olmak üzere insan faaliyetlerinde meydana gelen yavaşlamanın etkisi büyüktür.Öğe İnceburun (Sinop) ve Akkuyu (Mersin) Çevresinde Topoğrafya ve Sınır Tabakası İkliminin Olası Radyolojik Kirliliğe Etkisi(2020-08-27) Canbulat, OnurÜlkelerin gelişiminde enerji ihtiyacının karşılanması gelişimi tetikleyici bir unsurdur. Bunu başaramayan ya da dışa bağımlı olarak enerji ihtiyacını karşılayan ülkeler gelişimde beklenilen atağı yapmakta zorlanırlar. Bu durum Türkiye’de de gözlemlenmektedir. Nükleer enerji Türkiye’de 1980’lerden beri dillendirilen ancak yeni yeni uygulamaya geçilen bir sektördür. Dünya’da yaşanan çeşitli kazalar sebebiyle insanların nükleer enerjiye bakışı olumsuzdur. Ancak şu bilinmelidir ki; gerekli önlemler alındığında nükleer kirliliğin karbon salınımına ya da küresel ısınmaya etkisi fosil yakıt kullanan enerji sektörlerinden daha azdır. Ayrıca Türkiye’ye yakın coğrafyalarda bulunan nükleer santrallerde (örneğin Ermenistan) olası bir kaza Türkiye’yi fazlasıyla etkileyecektir. Nitekim bu Ukrayna’da yaşanan Çernobil kazasında gözlemlenmiştir. Araştırma, alan olarak İnceburun (Sinop) ve Akkuyu (Mersin) çevresini; konu olarak ise radyolojik kirliliğin atmosferdeki dağılımını kapsamaktadır. Araştırmada nükleer güç santrallerinden atmosfere yayılacak olan kirleticilerin olası dağılımına ışık tutmak amaçlanmaktadır. Türkiye’de radyolojik kirlilik konusunda yapılan akademik çalışmaların daha çok kaza senaryoları üzerine oluşu, normal dağılımı açıklayan bir çalışmanın bulunmayışı, yapılan çalışmaların sadece tek nükleer güç santralini kapsaması araştırmanın önemini artırmaktadır. Araştırmada haritalandırma için ArcGIS 10.4 programı, topoğrafya ve sınır tabakasının atmosferik sirkülasyona etkisinin gösterilmesi için ANSYS Fluent programı kullanılmıştır. Analizler için arazi yapısı Google Earth programından alınmış, atmosfer kararlılık kriterlerinin tespitinde ve yeni kararlılık yaklaşımında Pasquill-Gifford kararlılık kriterleri kullanılmıştır. Belirtilen gerçeklerden yola çıkılarak çalışma alanı, nükleer güç santrallerinin inşa edileceği İnceburun ve Akkuyu olarak belirlenmiştir. Çalışma alanının iklim ve yerşekli özellikleri radyolojik kirliliğin dağılımında yönlendirici unsur olacaktır. Bu bakımdan her iki sahaya ait iklim elemanları ve yerşekli özellikleri detaylı olarak incelenmiştir. Özellikle rüzgar ve sıcaklık şartları dağılımda belirleyici unsurlardır. Çünkü İnceburun’da yükselti deniz seviyesine çok yakın (ortalama 5 m), Akkuyu’da ise yakın çevre yüksekliği en fazla 200-300 m arasındadır. En yüksek nokta olan Kızılın Tepesi 270m yüksekliktedir. Yerşekillerinin kirleticilerin dağılımına etkisi güç santrallerinden uzaklaşıldığında artmaktadır. Ayrıca Türkiye’de ortalama yükseltisi yaklaşık 1500-2000 m olan sınır tabakası ve atmosfer kararlılık şartları da dikkate alınarak ANSYS Fluent programı ile topoğrafya ve sınır tabakasının atmosferik sirkülasyona etkisinin analizi yapılmış, İnceburun çevresinde kirliliğin hareket yönünün ağırlıklı olarak KB-GD, Akkuyu çevresinde ise GB-KD olacağı sonucuna varılmıştır. Her iki çalışma sahası için rüzgar akışından kaynaklı basınç değerleri, türbülans akımlarının yüzeydeki kinetik enerji miktarları, eddy viskozite dağılımları hesaplanmıştır. Yapılan mevsimlik analizlerde de dağılım yönünün yıllık ortalama ile aynı olduğu görülmüştür. Sahalarda artan rüzgar hızına bağlı olarak hesaplama değerlerinin en yüksek olduğu mevsim kıştır. Atmosfer kararlılık kriterlerinden bir çoğu incelenerek bu kriterlerin yüksek atmosferdeki değerleri kullandığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu nedenle yeryüzüne en yakın alanda ölçümler yapan ve bir çok parametreyi içerisinde barındıran Pasquill kriterlerinin sahaların atmosfer kararlılığının belirlenmesinde daha uygun olduğu saptanmıştır. İnceburun sahası için rüzgar, Akkuyu için rüzgar ve sıcaklık parametreleri kararlılığın tespitinde uygun iklim elemanları olarak belirlenmiştir. Yıllık ortalama veriler ışığında Sinop gündüz koşullarında C kategorisinde (Az kararsız), gece koşullarında D (Nötr); Akkuyu ise gündüz koşullarında A-B kategorisinde (Çok-orta derecede kararsız), gece koşullarında ise F kategorisinde (Çok kararlı) yer almaktadır. Topografyada engebe arttıkça sınır tabakası yükseltisinin hesaplanması zorlaşmaktadır. Çünkü engebe türbülansif akımları ve özellikle kış mevsiminde inversiyon oluşumunu desteklemektedir. Normal atmosfer şartlarında nükleer güç santrallerinin bulunduğu alanlarda sınır tabakası yüksekliği 1500-2000 m lere çıkmaktadır. Sınır tabakası yüksekliği kirleticilerin dağılacağı alanlara daha uzak iç kesimlerde mevsimsel şartlara göre inversiyon oluşumlu soğuk dönemlerde daha da alçalmaktadır. Kuvvetli rüzgarların egemen olduğu mevsimlerde engebeli arazinin rüzgarları yükseklere doğru zorlaması ve türbülansa sebep olması sonucunda sınır tabakası yükseltisi artmaktadır. Sıcak ve rüzgarlı hava şartları, yaz mevsimi ya da gündüz koşulları kirliliğin dağılımında olumlu etkiye sahipken, durgun ve soğuk hava şartları, inversiyon durumları kirliliği artırmaktadır.Öğe Kocaeli ilinde uydu verileri ve yer istasyonu ölçümlerine bağlı olarak hava kalitesinin değerlendirilmesi(2022) Coşkun, Mücahit; Sahiner, Huseyin; Abujayyab, Sohaib K M; Canbulat, OnurSanayi faaliyetlerinin ve nüfus miktarının fazla olduğu yerleşim alanlarında hava kalitesinin sürekli kontrolü yaşamsal bir zorunluluktur. Bu öneme bağlı olarak araştırmanın alan kapsamını Kocaeli ili, konu kapsamını ise sahadaki kirleticilerin dağılımı oluşturmaktadır. Araştırmanın amacı çeşitli kaynaklardan atmosfere bırakılan kirleticilerin alansal dağılışını ve atmosferde ulaşacağı yaklaşık yükselti seviyesini ortaya koymaktır. Bu amaç doğrultusunda Sentinel-5P (Troposferic Monitoring Instrument) uydusuna ve Kocaeli ilinde bulunan Marmara Temiz Hava Merkezine ait istasyon ve - rileri kullanılmıştır. Uydu verilerine ait analizler Google Earth Engine ara yüzü ile gerçekleştirilmiş, haritalamalarda ise Arc GIS 10.4 programından faydalanılmıştır. Yapılan analizler sonucunda İzmit ilçesinin körfez kıyısı, Derince ve Körfez ilçeleri sınırını oluşturan sahil şeridi; Dilovası, Gebze ve Da - rıca sahil kuşağı hava kalitesinin en düşük olduğu alanlar olarak tespit edilmiştir. Ayrıca belirlenen aerosol yüksekliğine paralel olarak araştırma sahasında kirleticiler, 0-500 metre yükselti aralığında yoğunlaşmaktadır. Hem uydu hem de yer istasyon verileri incelendiğinde azot oksitler, karbon mo - noksit ve kükürt dioksit arasında pozitif korelasyon olduğu tespit edilmiştir. Kış mevsiminde atmos - ferdeki yoğunluğu artan bu gazlar, yaz aylarında seyrelmektedir. Formaldehit ve aerosol indeksi verileri ise fotokimyasal süreçlerin etkisiyle yaz mevsiminde daha yüksek değerler göstermektedir. Kocaeli gibi hem sanayi hem de nüfus anlamında önlerde yer alan şehirlerde, çok yönlü araştırma - ların artırılması öncü bilgiler sağlayarak daha sağlıklı bir hava kalitesini beraberinde getirecektir.Öğe Türkiye’de maksimum-minimum sıcaklık ortalamaları ve yağış tutarının google earth engine ile 2005-2040 dönemi modellemesi(2023) Coşkun, Mücahit; Sahıner, Hüseyin; Canbulat, Onur; Öztürk, Ahmet; Tasoglu, EnesSon yıllarda etkisini giderek artıran küresel iklim değişikliği, artık insanlığın önlem alması ve uyum çabalarını artırması gereken bir problem haline gelmiştir. Daha uzun süre maruz kalınan sıcak hava dalgaları, sıcak hava dalgaları ile birlikte sıklığı giderek artan orman yangınları, kuraklık, şiddetli yağışlar, sel ve heyelan olayları iklimsel parametrelerdeki farklılaşmaların en belirgin göstergeleridir. İklim değişikliğinin Dünya’nın farklı alanlarında farklı sonuçları ortaya çıksa da, Türkiye’nin içinde bulunduğu Akdeniz Havzası bu değişikliklerden en fazla etkilenmesi beklenen sahalardandır. Türkiye'nin sıcaklık ve yağış iklim değişkenleri üzerine gelecek öngörüsü sunmak ve olası farklılaşmaları belirlemek çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Bilimsel kuruluşlar tarafından geliştirilen modeller ve uygulanan emisyon senaryoları, gelecekte yaşanabilecek olası değişikliklerin tahmini için önemli metotlardır. Araştırmada Coupled Model Intercomparison Project Phase 5 (CMIP5) projesi kapsamında yer alan modellere ve senaryolara ait çoklu model ortalaması kullanılmıştır. Analizlere dahil edilen emisyon senaryoları RCP4.5 ve RCP8.5’tir. Çalışmaya ait analizler Google Earth Engine bulut işletim sistemi ile gerçekleştirilmiş ve ArcGIS 10.4 programı ile haritalanmıştır. Yapılan analizler sonucunda 2005-2040 döneminde Türkiye, bugünkü ortalamalara göre daha sıcak günler ile karşı karşıya kalacaktır. Maksimum sıcaklık ortalamalarındaki artış trendi daha kuvvetlidir. Akdeniz kıyılarında görülen iklim şartları ilerleyen yıllarda etki sahasını Ege ve Marmara bölgelerine doğru genişletecektir. Doğu Anadolu Bölgesi’nde minimum sıcaklık ortalamalarında daha kuvvetli artışlar yaşanacaktır. Yağış miktarlarında Akdeniz-Ege kıyıları ve iç bölgelerde azalma, Doğu Karadeniz kıyılarında kısmen artışlar görülecektir. Genel olarak bütün Türkiye arazisinin ortalama yağışı dikkate alındığında, pozitif ya da negatif yönde bir eğilim mevcut değildir.