Yazar "Coşkun, Mehmet" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 13 / 13
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Demir eksikliği anemili hastalarda retina sinir lifi ve ganglion hücre tabakalarının değerlendirilmesi(2018) Coşkun, MehmetAmaç: Demir eksikliği anemili hastalarda retina sinir lifi tabakaları(RSLT) ve ganglion hücre iç pleksiform tabaka(GH-IPT) kompleksiortalama kalınlığının değerlendirilmesiGereç ve Yöntem: Hastanemiz dahiliye polikliniğinde demir eksikliği anemisi(DEA) teşhisi konmuş 40 kadın hastanın sağ gözleriçalışma grubu, anemisi olmayan 40 sağlıklı kadının sağ gözleri kontrol grubu olarak değerlendirildi.Kişilerin optik koherens tomograficihazı ile süperior (SRSLT), nazal (NRSLT), inferior (İRSLT), temporal (TRSLT) retina sinir lifi analizleri ve ortalama GH-IPT komp-leksi kalınlığı değerleri ölçüldü.Bulgular: Çalışma grubunda ortalama yaş 35,37±5,36 yıl kontrol grubunda 34,30±2,53 yıldı. (p = 0.255) Çalışma grubunda SRS-LT 117,50±20,62 ?, NRSLT 72,75±13,78 ?, İRSLT 129,88±21,24 ?, TRSLT 66,93±10,16 ?, GH-IPT kompleksi ortalama kalınlı-ğı 85,73±6,28? bulunmuşken kontrol grubunda SRSLT 144,86±20,48 ?, NRSLT 90,61±12,94 ?, İRSLT 143,64±11,96 ?, TRSLT92,19±12,65 ?, GH-IPT kompleks ortalama kalınlığı 92,28±3,74 ? olarak ölçülmüş ve aradaki fark tüm değerler için anlamlı bulun-muştur.(p=0.001)Sonuç: Demir eksikliği olanlarda tüm kadranlarda retina sinir lifl erinde azalma ve ganglion hücre iç pleksiform tabaka ortalama kalın-lığında da incelme sözkonusudur.Öğe Demir eksikliği anemisi hastalarında pakimetri ve speküler mikroskopi parametrelerinin değerlendirilmesi(2017) Özkan Sevencan, Nurhayat; Coşkun, MehmetAmaç: Demir eksikliği anemisi (DEA) olan hastalarda santral korneal kalınlık ve speküler mikroskopi parametrelerinin değerlendirilmesiGereç ve Yöntemler: Hastanemiz dahiliye polikliniğinde demir eksikliği anemisi teşhisi konmuş 40 kadın hastanın sağ gözleri çalışma grubu,anemisi olmayan 40 sağlıklı kadının sağ gözleri kontrol grubu olarak değerlendirildi. Kişilerde speküler mikroskopi cihazı ile santral korneal kalınlık (SKK),endotel hücre yoğunluğu (EHY),varyasyon katsayısı (VK) ve hegzagonalite (HEX) değerleri ölçüldü.Bulgular: Çalışma grubunda ortalama yaş 35,70±9,09 yıl kontrol grubunda 33,47±9,30 yıldı. (p = 0.295) SKK çalışma grubunda 535,45±33,72 ?m iken kontrol grubunda 535,78±24,55 ?m idi aradaki fark istatistiksel olarak anlamsızdı.(p=0.962) EHY çalışma grubunda 2843,87±353,12 hücre/mm², kontrol grubunda 2897,44±266,89 hücre/mm² bulundu ve istatistiksel anlamsızdı.(p=0.617).Çalışma grubunda VK % 31,33±4,14 , HEX % 50,75±10,47 iken kontrol grubunda VK % 28,36±3,34 HEX ise % 57,25±5,20 olarak bulunmuştur ve değerler arasındaki fark istatistiksel anlamlıdır.(sırasıyla P değerleri 0.001, 0.006)Sonuç: Demir eksikliği anemisi olan kişilerde SKK ve EHY değerleri normal bireylerle benzerken ,VK normal bireylerden daha çok HEX ise daha az miktardadırÖğe The effect of bilateral intravitreal ranibizumab administration on pain in diabetic retinopathy(2024) Coşkun, MehmetAim: To investigate the effect of bilateral intravitreal ranibizumab (IVR) on pain in diabetic patients. Material and Method: Of the 42 patients who underwent bilateral IVR for diabetic retinopathy and macular edema, 42 eyes injected first were considered as group 1 and 42 eyes injected second were considered as group 2. During the injection, pain was assessed using a numerical scale (NS) and a verbal category scale (VCS) . Results: The mean age of 20 male (47.7%) patients in the groups was 59.90±6.03 years, and the mean age of 22 female (52.3%) patients was 60.72±3.88 years (p=0.52). In Group 1, the NS was 3.78±1.11, while in Group 2 it was 4.14±1.37, the difference was statistically significant (p=0.01). In group 1, VCS was 2.30±0.71, while in group 2, VCS was 2.73±0.93, the difference was statistically significant (p=0.01). Conclusion: In diabetic patients who underwent bilateral IVR in the same session, pain sensation in the first injected eye was found to be less. This should be taken into consideration in bilateral IVR application.Öğe The effect of different forms of intravitreal ranibizumab administration on pain(2024) Coşkun, MehmetAim: To examine the effect of using the prefilled syringe formulation of intravitreal ranibizumab (ivr) on pain. Materials and Methods: 30 patients received bilateral IVR injection due to diabetic retinopathy and macular edema and 30 eyes of these patients that received ready-to-use (PFS) IVR were considered as group 1, and the 30 eyes that received conventional IVR by withdrawing from the vial were considered as group 2. Patients who had previously received intravitreal injection, had intraocular surgery, used any eye drops, and were unable to cooperate with the assesment were excluded from the study. Pain experienced during the injection was assessed by using the numerical rating scale (NRS) and the verbal rating scale (VRS). Results: The mean age of 30 female patients evaluated was 60.3±7.94 years. While the NRS was 3.70±0.79 in Group 1, it was 4.23±0.77 in Group 2, the difference was statistically significant (p = 0.02). While the VRS was 2.13±0.34 in Group 1, it was found to be 3.0±0.58 in Group 2, the difference was statistically significant (p =0.02). Conclusion: IVR application in ready-to-use formulation causes less pain during intravitreal injection.Öğe The effect of topical anti-glaucomatous drops on intraocular pressure changes in patients treated with intravitreal aflibercept(2023) Coşkun, MehmetAim:The aim is to investigate the effect of using topical dorzolamide-timolol (DT) drops before intravitreal aflibercept (IVA) administration on intraocularpressure (IOP) changes. Materials and Methods: Forty-five eyes of 45 patients with diabetic retinopathy and macular edema who received DT drops 1 hour before IVA were considered as group 1, and 45 eyes of 45 patients without DT drops were considered as group 2. Patients who had previously undergone intravitreal injection, intraocular surgery, and who used any eye drops were excluded from the study. IOP values were measured with Tonopen contact handheld tonometer before blepharostatinsertion (BBIOP), after blepharostat insertion (ABIOP) and at 1 minute after injection (AIIOP). Results: There were 23 males and 22 females in group 1 and 22 males and 23 females in group 2 (p=0.96). The mean age was 55.23 ±7.53 years in group 1 and 55.70 ±9.78 years in group 2.(p=0. 97) In group 1, BBIOP was 18.12 ±4.18 mmHg, ABIOP 20.98 ±4.42 mmHg, AIIOP 43.20 ±15.80 mmHg, while in group 2, BBIOP 18.65 ±3.52 mmHg, ABIOP 22.80 ±3.90 mmHg, AIIOP 39.08 ±13.18 mmHg. The difference between AIIOP and BBIOP was 25.04 ±16.30 mmHg in group 1 and 20.36 ±13.82 mmHg in group 2, the difference was not statistically significant.(p=0.21) The difference between AIIOP and ABIOP was 22.32 ±16.48 mmHg in group 1 and 16.18 ±13.05 mmHg in group 2, the difference was statistically significant.(p=0.03). Conclusion: In the group using topical DT drops before IVA administration, BBIOP and ABIOP values were lower, while AIIOP values were higher.Öğe Effects of intravitreal injection of ranibizumab and aflibercept on corneal endothelium and central corneal thickness(2018) Coşkun, MehmetObjectives: This study was an evaluation of intravitreal injections of ranibizumab (IVR) and aflibercept (IVA) administeredto the corneal endothelium.Methods: Thirty eyes of 30 patients made up the IVR injection group and 30 eyes of another 30 patients were recruitedas the IVA injection group. Specular microscopy results before the injection, on the 1st, 7th, and 30th days were examined.Central corneal thickness (CCT), endothelial cell density (CD), coefficient of variation (CV), and hexagonality (HEX)values were recorded.Results: No difference was seen between the groups with respect to gender (p=0.057). No significant difference wasseen in CCT measurements in the IVR or the IVA group (p=0.08, p=0.16, respectively). Nor was a significant differenceseen in the IVR group in terms of CD (p=0.85); however, a statistically significant difference was detected in the IVA group(p=0.03). Furthermore, no significant difference was seen in the IVR or the IVA group with regard to CV (p=0.12, p=0.17,respectively), and no significant difference was seen in the IVA group with respect to HEX values between measurementsintervals (p>0.05); however, a significant difference was found in the IVR group (p=0.02).Conclusion: Neither IVR nor IVA affected the CCT or CV values. The CD did not change significantly in the IVR group,whereas in the IVA group, the CD values of the first day after the injection were high, although they had returned to normalon the 30th day. In the IVR group, a statistically significant difference was seen in terms of the HEX values.Öğe Intravitreal enjeksiyon hastalarinda blefarosta tipinin göziçi basincina etkisi(2019) Coşkun, MehmetAmaç: İntravitreal enjeksiyon yapılan hastalarda kullanılan blefarosta (göz spekulumu) tiinin göz içi basıncına etkisinin incelenmesidir.Gereç-Yöntem: İntravitreal ranibizumab (IVR) 0,5 mg / 0,05 ml uygulanan 30 hastada kirpik korumasız (açık)blefarosta kullanılmış (Grup 1), 30 hastada kirpik korumalı (kapalı) blefarosta kullanılmıştı (Grup 2). İntravitreal aflbercept (IVA) 2 mg/0.05 ml uygulanan 40 hastada açık blefarosta kullanılmış (Grup 3), 40 hastadakapalı blefarosta kullanılmıştı (Grup 4) ve toplam 140 hasta değerlendirmeye alınmıştı. Blefarosta takılmadan önce göz içi basıncı (ÖGİB), takıldıktan sonra göz içi basıncı (BGİB) ve enjeksiyon sonrası göz içi basıncı(EGİB) kontakt el tonometresi ile ölçüldü. Gruplardaki ÖGİB, BGİB, EGİB değerleri ve aralarındaki farklaristatitisel olarak karşılaştııldı.Bulgular: Gruplar arasında yaş ve cinsiyet açısından anlamlı farklılık yoktu (p>0.05). ÖGİB ve BGİB değerlerifarkı hem grup 2 de hem de grup 4 de grup 3 e göre istatitisel olarak anlamlı derecede yüksekt (p değerlerisırasıyla 0.028, 0.01). Grup 2 de bu fark grup 1 ile karşılaştııldığında istatitisel olarak anlamlı olmasa dayüksekt (p=0.15). ÖGİB ve EGİB değerleri farkı grup 2 de hem grup1 hem de grup 4 den anlamlı derecedeyüksekt (sırasıyla p değerleri 0.003, 0.028). BGİB ve EGİB değerleri farkı grup 2 de hem grup 1 hem de grup4 den anlamlı derecede yüksekt (sırasıyla p değerleri 0.015,0.022). Bu değerler açısından diğer gruplar arasında farklılık yoktu.Sonuç: ÖGİB-BGİB fark değerleri kapalı blefarosta kullanılanlarda açık olanlara göre artmıştı. EGİB değerleriÖGİB ve BGİB ile karşılaştııldığında en yüksek artı IVR ve kapalı blefarosta grubundadır. İntravitreal enjeksiyon yapılan hastalarda bu durumun göz önüne alınması gerektiini düşünmekteyiz.Öğe Intravitreal enjeksiyon iğnesi çapının göz içi basıncına etkisi(2018) Coşkun, MehmetAmaç: İntravitreal enjeksiyon yapılan hastalarda enjeksiyon iğnesi çapının göz içi basıncına etkisiniincelemek amaçlanmıştır.Gereç ve Yöntemler: Diyabetik retinopati ve makula ödemi nedeniyle intravitreal aflibersept (IVA) enjeksiyonuuygulanan 107 hastanın 107 gözü çalışmaya dahil edildi. Yirmi altı gauge (G) iğne kullanılan52 hastanın 52 gözü Grup 1 olarak, 30 G iğne kullanılan 55 hastanın 55 gözü Grup 2 olarak değerlendirildi.Göz içi basıncı (GİB) blefarosta takılmadan önce (ÖGİB), blefarosta takıldıktan sonra (BGİB) veenjeksiyon sonrası 1. dakikada (EGİB) ölçüldü.Bulgular: Grup 1’de 25 erkek, 27 kadın, Grup 2’de 26 erkek, 29 kadın hasta mevcuttu (p=0,93). Yaş ortalamasıGrup 1’de 56,40±7,62 yıl, Grup 2’de 56,58±6,91 yıldı (p=0,90). Ortalama ÖGİB ve BGİB sırasıylaGrup 1’de 18,56±3,91 mmHg ve 21,94±4,27 mmHg, Grup 2’de 18,10±3,80 mmHg ve 20,63±4,91 mmHgidi; aradaki farklar istatistiksel olarak anlamlı değildi (sırasıyla, p=0,63 ve p=0,14). Ortalama EGİB değerleriise Grup 1’de 34,84±16,46 mmHg, Grup 2’de 47,05±10,02 mmHg olup aradaki fark istatistikselolarak anlamlıydı (p=0,001). EGİB–BGİB fark ortalaması Grup 1’de 12,86±17,63, Grup 2’de 25,87±9,95idi (p=0,001). EGİB–ÖGİB fark değerleri ortalaması ise Grup 1’de 15,80±16,65, Grup 2’de 28,25±10,09olarak tespit edildi (p=0,001) (Tablo 1).Tartışma ve Sonuç: Demografik benzerlikleri olan ve aynı intravitreal ilaçlar uygulanan hastalarda enjeksiyonun26 G iğne ile uygulanmasının 30 G iğne ile uygulanmasına göre daha az göz içi basıncıdeğişimi yaptığı görülmüştür.Öğe Migren hastalarinda merkezi kornea kalinliğin değerlendirilmesi(2017) Coşkun, MehmetAmaç: Migren hastalarında merkezi korneal kalınlığın (MKK) normal populasyonla karşılaştırılması. Gereç-yöntem: Göz polikliğine başvuran hastaların dosyaları retrospektif olarak değerlendirildi. Önceden migren tanısı almış 28 kadın hastanın 56 gözü çalışma grubu olarak, refraksiyon kusuru nedeniyle başvuran sistemik ve oküler hastalık hikayesi olmayan 34 kadın hastanın 68 gözü kontrol grubu olarak değerlendirildi ve gruplar göz içi basıncı (GİB) ve MKK açısından değerlendirildi.Bulgular: Çalışma grubundaki hastaların yaş ortalaması 33,57±8,24 yıl iken kontrol grubunda 34,65±6,54 yıldı. Aradaki fark istatistiksel olarak anlamlı değildi. MKK değerleri çalışma grubunda 521,69±35,74 µm, kontrol grubunda 546.15 ±32,39 µm bulundu, fark istatistiksel anlamlıydı (P< 0.05). GİB değerleri çalışma grubunda 13,23±2,33 mm Hg, kontrol grubunda 13,32±2,12 mm Hg ölçüldü fark istatistiksel anlamlı değildi (P >0.05).Sonuç: Migrenli hastalarda MKK değerleri normal populasyona göre anlamlı olarak düşük bulundu. Migren ve glokomun vasküler ve nörolojik faktörlerin etkili olduğu iki hastalık olduğu gözönüne alındığında migren hastalarında MKK'nin ince olmasının glokom değerlendirilmesinde özellikle dikkat edilmesi gereken bir nokta olduğunu düşünmekteyiz.Öğe Psödoeksfolyasyon varlığının gözyaşı ve fonksiyonları üzerine etkisi(2017) Coşkun, MehmetAmaç: Psödoeksfolyasyon varlığının gözyaşı miktar ve fonksiyonu üzerine etkisini araştırmaktır.Gereç ve Yöntem: İki taraflı psödoeksfolyasyon bulunan 40 hastanın 80 gözü psödoeksfolyasyon grubu, psödoeksfolyasyon olmayan 40hastanın 80 gözü kontrol grubu olarak değerlendirildi. Topikal anestezili Schirmer testi, gözyaşı kırılma zamanı ve oküler yüzey hastalık indeksi açısından karşılaştırıldı.Bulgular: Psödoeksfolyasyon grubunda 20 erkek, 20 kadının yaş ortalaması 62,5±5,6 yıl iken kontrol grubundaki 20 erkek, 20 kadının yaşortalaması 62,6±5,7 yıl idi, gruplar arasında yaş ve cinsiyet açısından istatistiksel farklılık yoktu. Psödoeksfolyasyon grubunda anesteziliSchirmer testi 5,16±3,04 mm, gözyaşı kırılma zamanı ise 6,52±2,39 sn iken kontrol grubunda bu değerler sırasıyla 7,93±4,73 mm, 10,43±4,44sn id. Hem Schirmer testi hem de gözyaşı kırılma zamanı açısından iki grup arasında istatistiksel anlamlı fark bulundu (sırasıyla p=0,005,p=0,000) oküler yüzey hastalık indeksi skoru psödoeksfolyasyon grubunda (46,6±23,2), kontrol grubu oküler yüzey hastalık indeksi skorundan(37,3±22,6) anlamlı olarak daha yüksek idi (p=0,021).Sonuç: Psödoeksfolyasyon değişik oküler dokularda birikerek gözyaşının miktar ve fonksiyonu üzerine olumsuz etkilere sebep olmaktadır.Öğe Retina ven dal tıkanıklığında intravitreal ranibizumab ve dexametazonun etkinliğinin karşılaştırılması(2019) Coşkun, Mehmet; Toklu, YasinAmaç:Retina ven dal tıkanıklğı(RVDT) hastalarında intravitreal ranibizumab(IVR) ve dexametazonun(IVD) etkinliğinin karşılaştırılmasıGereç ve Yöntemler: RVDT ve makula ödemi nedeniyle IVR ve IVD tedavisi ve takibi yapılan 55 hastanın dosyaları retrospektif olarak in-celendi.32 hastaya IVR (Grup 1), 23 hastaya IVD (Grup 2) uygulandı.Gruplar yaş,cinsiyet,iskemi,ödem sonrası başvuru süresi,uygulanan int-ravitreal enjeksiyon sayısı açısından karşılaştırıldı.Göziçi basıncı(GİB),santral makular kalınlık(SMK) ve logaritmik görme keskinliği (LGK)değerleri enjeksiyon öncesi,enjeksiyon sonrası 1.ay,3.ay,6.ay incelendi.İstatistiksel analizde SPSS 16.0 programı kullanıldı.Bulgular: Grup 1 de 16 erkek,16 kadın hastanın yaş ortalaması 60.9±9.95 yıl, grup 2 de 12 erkek 11 kadın hastanın yaş ortalaması 60.19 ±10.06yıldı.(p=0.804) Şikayet başladıktan sonra hekime başvuruya kadar geçen süre grup 1 de 3.4± 2.34 ay, grup 2 de 1.77 ±1.67 aydı.(p=0.006) İske-mi grup 1 de 8 hastada varken grup 2 de 13 hastada vardı.(p=0.005) Ortalama enjeksiyon sayısı grup 1 de 2.41±1.15 iken grup 2 de 1.66±0.48di.(p=0.007) GİB değerleri grup 1 de enjeksiyon öncesi ile sonrası 1. ay(p=0.93) ve 3.ay(p=0.12) ölçümleri arasında istatistiksel farklılık olma-masına rağmen 6. ayda (p=0.018) istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek izlendi.Grup 2 de ise enjeksiyon öncesi ile sonrası 1. ay (p=0.12)ve 6.ay(p=0.066) ölçümleri arasında istatistiksel farklılık olmamasına rağmen 3. ayda (p=0.049) istatistiksel anlamlı derecede yüksek izlendi.Grup 1 de LGK 0 değeri ile LGK 1,LGK 3 ve LGK 6 arasında istatistiksel anlamlı farklılık vardı. (sırasıyla p değerleri 0.001,0.002,0.002)Enjeksiyon sonrası LGK 3 ile LGK 6 arasında istatistiksel farklılık yoktu.(p=0.238) ,diğer değerlerde enjeksiyon öncesinden itibaren 6. ayakadar giderek artan istatistiksel olarak anlamlı derecede (p değerleri 0.024,0.001) yüksek görme seviyesi mevcuttu .Grup 2 de LGK 0 değeri ileLGK 1,LGK3 ve LGK 6 arasında istatistiksel anlamlı farklılık vardı.(p değerleri 0.001) LGK 1 değeri ile LGK 3 arasında istatistiksel farklılıkyoktu (p=0.097), ancak LGK 6 arasında istatistiksel anlamlı farklılık vardı.(p=0.017) LGK 3 ile LGK 6 arasında ise istatistiksel farklılık olma-masına(p=0.397) rağmen enjeksiyon öncesinden itibaren 6. aya kadar giderek artan görme seviyesi mevcuttu.Grup 1 de SMK 0 değeri ile SMK1,SMK3 ve SMK6 arasında istatistiksel anlamlı farklılık vardı.(p değerleri 0.001) SMK 3 ile SMK 6 arasın-da istatistiksel farklılık olmamasına (p=0.238) rağmen enjeksiyon sonrası diğer SMK değerleri arasında istatistiksel farklılık vardı(sırasıylap değerleri 0.004,0.003) ve enjeksiyon öncesinden itibaren 6. aya kadar giderek azalan santral makuler kalınlık seviyesi mevcuttu.Grup 2 deSMK 0 değeri ile SMK1,SMK3 ve SMK6 arasında istatistiksel anlamlı farklılık vardı. (p değerleri 0.001) SMK 1 ile SMK3 arasında istatis-tiksel anlamlı farklılık varken(p=0.031),hem SMK 1 ile SMK 6 arasında hem de SMK 3 ile SMK 6 arasında anlamlı farklılık yoktu. (sırasıylap değerleri 0.985,0.414)Sonuç: GİB IVR grubunda 6.ay, IVD grubunda 3.ay yüksek bulundu.LGK değerleri her iki grupta 6.aya kadar giderek azalıyordu.SMK, IVRgrubunda 6. aya kadar giderek azalırken IVD grubunda 1.ayda azalıp 3.ayda artan ve 6.ayda azalan bir seyir izlemiştir,bu değişim IVR grubun-da daha tatmin edici bulunmuştur.Öğe Tekrarlayanpolikondritli bir hastada açık açılı glokom varlığı(2019) Coşkun, MehmetTekrarlayan polikondrit (TP) nedeni tam olarak bilinmeyen, kıkırdak ve bağ dokunun etkilendiği kronik inflamatuar birhastalıktır. Tip 2 kollajen ve matrilin-1 proteinine karşı gelişen antikorlar hastalığın patogenezinden sorumlu tutulmaktadır.Göz tutulumu başlangıçta hastaların %19’unda, hastalık seyrinde %50’inde görülür. Periorbital ödem, tarsit, kemozis vepropitozis, kas felci gibi ekstraoküler tutulumlar, lokal veya diffüz episklerit, ön ve arka sklerit hastalık başlangıcında veyaseyrinde ortaya çıkar. Polikliniğimize gözde ağrı, yanma, batma, kızarıklık şikayeti ile başvuran 36 yaşında erkek hastanın TPnedeniyle tedavi aldığı öğrenildi. Yapılan oftalmolojik değerlendirilmesinde açık açılı glokom tanısı konulmuş ve tedavisibaşlanmıştır. Bu olgu sunumunda amaç TP hastasında glokomun daha önce tanımlanmamış açık açılı glokom şeklinde dekendini gösterebileceğini vurgulamaktır.Öğe Tip 2 diyabetli hastalarda d vitamini düzeyi ile retinopati şiddetinin ilişkisi(2019) Coşkun, MehmetAmaç: Tip 2 diyabeti bulunan hastalarda retinopati şiddeti ile 25 OH D vitamini düzeyinin ilişkisinin incelenmesidir.Gereç ve Yöntem: Karabük Üniversitesi göz polikliğinde diyabetik retinopati tanı ve tedavisi yapılan 214 hasta dosyası retrospektif incelendi. Diyabetik retinopatisi olmayan 77 hasta Grup 1, non proliferatif diyabetik retinopatisi olan 85 hasta Grup 2, proliferatif diyabetik retinopatisi olan 52 hasta Grup 3 olarak kabul edildi. D vitamini düzeyini etkileyebilecek hastalığı olan veya tedavi alan hastalar çalışma dışı bırakıldı. İlk tanı anındaki D vitamini düzeyleri değerlendirmeye alındı. HbA1c düzeyi 6-8 aralığında olanlar çalışmaya dahil edildi.Bulgular: Grup 1’de 27 erkek, 50 kadın vardı ve yaş ortalaması 57.18±5.24 yıl, Grup 2’de 33 erkek, 52 kadın vardı ve yaş ortalaması56.94±5.45 yıl, Grup 3’de 22 erkek, 30 kadın vardı ve yaş ortalaması 57.53±4.33 yıl idi. Gruplar arasında cinsiyet ve yaş açısından anlamlıfarklılık yoktu (sırasıyla p=0,7, p=0,8). D vitamini düzeyleri Grup 1’de 9,64±4,16 ng/mL, Grup 2’de 9,68±4,62 ng/mL, Grup 3’de 11,84± 8,54ng/mL bulundu ve gruplar arasında istatistiksel anlamlı farklılık izlenmedi (p=0,058).Sonuç: Tip 2 diyabeti olan hastalarda 25 OH D vitamini düzeyi tüm gruplarda düşük bulundu ancak diyabetik retinopatinin derecesi ile 25OH D vitamini düzeyi arasında ilişki bulunamadı.