Yazar "Ersoy, Ali Fuat" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 17 / 17
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe 2020 ve 2022 yıllarında gerçekleştirilen iki ölçümde değişen şartlara bağlı olarak yabancı düşmanlığı hakkında nicel bir araştırma(2022) Şimşek, Ridvan; Dag, Adem; Ersoy, Ali FuatYabancı düşmanlığı korku, kaygı ve endişe kelimelerini içinde barındıran karmaşık bir kavramdır. Yabancı düşmanlığı; ön yargı, dışlama, ötekileştirme gibi davranışlarla sosyal hayatta var olmaktadır. Bugün dünya da her yedi kişiden bir tanesi göçmen konumundadır ve çeşitli sebeplerle doğdukları ve büyüdükleri mekanlardan ayrılmak zorunda kalmışlardır. Bu nedenle bu araştırma önemlidir. Araştırmanın amacı Türkiye’de 2020 ve 2022 yılları arasında yaşanan sosyal ve ekonomik şartlara bağlı olarak Yabancı Düşmanlığı (Zenofobi) seviyesindeki değişimi ortaya çıkartmaktır. Aynı zamanda Yabancı Düşmanlığı (Zenofobi)’nin hangi değişkenlerden etkilendiğini ortaya çıkartmak bu araştırmanın bir diğer amacıdır. Araştırma niceliksel desende tasarlanmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak Yabancı Düşmanlığı (Zenofobi) Ölçeği (YDO) kullanılmıştır. Araştırma verileri gelişi güzel örneklem yöntemi ile web anket uygulaması tekniğiyle toplanmıştır. Toplanan veriler SPSS 25 Programı ile analiz edilmiştir. Araştırmanın anlamlılık seviyesi p<0,05 olarak kabul edilmiştir. Araştırma verilerinin iki kategorili değişkenleri t testi ile ikiden fazla kategorili değişkenleri ANOVA testi ile analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda 2020’de ve 2022’de gerçekleştirilen iki farklı ölçümde Türkiye’nin yaşadığı sosyal ve ekonomik değişimlere bağlı olarak Yabancı Düşmanlığı (Zenofobi) puanlarının arttığı sonucu bulunmuştur. Çevre ülkelerdeki artan siyasi istikrarsızlıklar düzensiz göçe neden olmaktadır. Türkiye’de Yabancı düşmanlığına karşı geçici koruma kapsamındaki sığınmacılar ile ilgili sosyal politikaların oluşturulması önerilmektedir.Öğe Engelli bakım evinde çalışan bakıcı personellerin bakım emeklerinin toplumsal cinsiyet bazından değerlendirilmesi(2023) Gök, Sevval; Ersoy, Ali FuatToplumsal cinsiyet hayatımızın en uç noktalarında yer alan bir olgu olarak bakım emeği konusunda da karşımıza çıkmaktadır. Ev içi emek (yani bakım emeği) ve kamusal alanda verilen bakım emeği hem benzer işler olmakta hem de birbirini karşılayan kavramlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu araştırmanın amacı bakıcı personellerin verdikleri bakım emeklerinin toplumsal cinsiyet yönünden analizini yapmaktır. Yapılan bu araştırmada nitel araştırma yöntemi kullanılmış olup verilerin toplanması için yarı-yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Verilerin değerlendirilmesi için içerik analizine başvurulmuştur. 16 bakıcı personel ile yapılan araştırmanın sonucunda kadın katılımcıların erkek katılımcılardan daha fazla tükendikleri ve cinsiyetlerinin bu duruma etki ettiği saptanmıştır.Öğe Engelli çocuğu olan annelerde tükenmişlik: nitel bir çalişma(2019) Buluş, Sıdıka; Ersoy, Ali FuatEbeveynlik, çocuk sahibi olmanın getirdiği günlük yaşam zorlukları ve bakım sorumlulukları nedeniyle stresdeneyimlerinin sıklıkla yaşandığı bir dönemdir. Engelli bir çocuğun doğumu ile birlikte ebeveynler beklenmedikzorluklar ve ihtiyaçlarla karşılaşabilmektedir. Engelli çocukların aile sistemine katılmasıyla birlikte ebeveynler ilkaşamada şok, inkâr, suçluluk, hayal kırıklığı, dış dünyanın tutumundan kaçınma, ani krizler, özgüven ve kendine saygıeksikliği gibi tavırlar sergileyebilmektedir. Engelli çocuğa sahip olan ebeveynler kendi yaşamlarını organize etmeaşamasında zamanlarının büyük bir kısmını özel bakım ve ilgi görmesi gereken çocukları ile geçirecekleri gerçeğinigöz önünde bulundurmak durumundadır. Bu noktada anne ve babaların farklı baş etme mekanizmaları geliştirdikleribilinmektedir. Anneler geleneksel aile rolleri çerçevesinde çocuğun birincil bakımını üstlendiği için üzüntü, keder,öfke ve ağlama gibi duygu geçişlerini sıklıkla yaşamaktadır. Bu problemlerin yanı sıra engelli çocuğu olan anneler;hayal kırıklığı, plan ve hayallerinden vazgeçme, kronik yorgunluk hissine kapılma gibi risklerle baş başa kalmaktadır.Anneler engelli çocukları için kendi ihtiyaç ve isteklerinden fedakârlık etme ile çok fazla enerji harcama nedeniyleartık verecek hiçbir şeyleri kalmadığı anlarda tükenmişlik yaşamaktadır. Bu çalışma, nitel araştırma modeliçerçevesinde yarı yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılarak engelli çocuğu olan 12 anne ile gerçekleştirilmiştir. Buçalışmanın amacı engelli çocukların bakımında yalnızlaştırılan anneleri, tükenmişliğe iten sebeplerin derinlemesineincelenmesi ve bu hususta gerekli tedbirlerin alınmasını sağlamaktır.Öğe Göçmenlere yönelik olumsuz tutum ölçeğinin türkçe geçerlilik güvenirliği(2019) Günay, Gülay; Ersoy, Ali Fuat; Aydıner Boylu, Ayfer; Kılıç, CengizSon yıllarda az gelişmiş ülkelerden gelişmiş olan ülkelere olan göçlerde ciddi bir artış gözlemlenmiştir. Buartış beraberinde hem göç sürecine dahil olanlar hem de ev sahibi topluluklar arasında kültürel, etnik vesosyal uyumsuzlukların ve çatışmaların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu durum ev sahibitoplulukların, göçmenlere yönelik düşmanlık duygularının artmasına neden olmuştur. Bu çalışmakapsamında Varela ve arkadaşları (2013) tarafından geliştirilmiş olan “Göçmenlere Yönelik OlumsuzTutum Ölçeği - GYOTO”nin Türk kültürüne uyarlanabilmesi için Türkçe geçerlilik ve güvenilirlikanalizlerinin yapılarak ölçeğin psikometrik özelliklerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Ölçek özgünformunda 12 maddeden oluşan beşli Likert tipi bir ölçektir. Ölçek, göçmenlere yönelik olabilecek olumsuztutumları belirlemeyi ve bu önyargıların etkilerini incelemeyi amaçlayan özbildirim tarzı bir ölçektir.Çalışmanın örneklemini 2016-2017 öğretim yılında Karabük Üniversitesinin Sosyal Hizmet bölümündeöğrenim gören 297 lisans öğrencisi oluşturmaktadır. Ölçeğin yapı geçerliliğini sınamak amacıyla hemaçımlayıcı hem de doğrulayıcı faktör analizleri uygulanmıştır. Açımlayıcı faktör analizi sonuçları ölçeğinorijinal formunda olduğu gibi tek bir faktör altında toplandığını göstermiştir. Bu tek faktörlü yapı toplamvaryansın %43.2’sini açıklamaktadır. Yapılan doğrulayıcı faktör analizi ise ölçeğin tek faktörlü yapısınıniyi uyum indekslerine sahip olduğunu ortaya koymuştur (X2=134.19, sd=54, RMSEA=0.071, RMR=0.055,CFI=0.97, GFI=0.93, NFI=0.95, AGFI=0.90). Ölçeğe uygulanan güvenilirlik analizleri sonucundaCronbach Alfa değeri .81 iki yarı test güvenilirliği .67, madde toplam test korelasyon katsayılarının .85 –.87 arasında değiştiği, test tekrar test güvenilirlik katsayısının ise r=.82 olduğu saptanmıştır. Çalışmakapsamında Göçmenlere Yönelik Olumsuz Tutum Ölçeği puanları ile katılımcıların cinsiyetleri vegöçmenlerin yaşam koşullarına ilişkin düşünceleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık olduğubelirlenmiştir. Göçmenlere Yönelik Olumsuz Tutum ölçeğinin orijinal formunda olduğu gibi tek faktörlüyapısının ölçüm güvenilirliğine sahip bir ölçme aracı olduğu söylenebilir.Öğe Koruyucu ailelerin koruyucu aile birinci kademe temel eğitimlerine ilişkin görüşlerinin değerlendirilmesi karabük örneği: nitel bir çalışma(2023) Demırcı, Ayşe; Ersoy, Ali FuatBu çalışma Karabük’te yaşayan koruyucu ailelerin, koruyucu aile birinci kademe eğitimine ilişkin görüşlerinin değerlendirilmesini amaçlamaktadır. Araştırmada nitel araştırma desenlerinden olan olgubilim (fenomenoloji) deseni kullanılmıştır. Araştırma kapsamında ölçüt örnekleme yöntemiyle belirlenen Karabük ilinde koruyucu aile olup koruyucu aile birinci kademe eğitimlerini tamamlayan koruyucu ailelerle yarı yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Verilerin analizinde betimsel analiz tekniği kullanılmıştır. Koruyucu ailelerin, koruyucu aile birinci kademe eğitimine ilişkin görüşlerini değerlendirme kapsamında gerçekleştirilen görüşmeler sonucunda elde edilen bulgular; bilgi düzeyinin artması, farkındalık kazanma, aidiyetlik ve motivasyon, beklenti ve öneriler başlıklı dört tema kapsamında incelenmiştir. Katılımcıların koruyucu aile birinci kademe eğitimine ilişkin görüşlerinin olumlu olduğu, eğitimleri; eğitici, verimli, kapsayıcı ve eğlenceli buldukları, eğitimlerin eğitici ve öğretici olmasının yanında aidiyet ve motivasyon sağlayıcı bir faktör olarak öne çıktığı, katılımcılar tarafından eğitimlerde yer alan konu başlıklarından daha çok fayda sağlanan konunun koruyucu ailelere göre çeşitlilik gösterebildiği, koruyucu aile görüşlerinin farklılık gösterdiği en belirgin konunun ise öz aile görüşmeleri olduğu anlaşılmıştır. Koruyucu ailenin yanına çocuk yerleştirilmeden önce koruyucu aile hizmet modeline ilişkin kapsayıcı bir eğitime dahil olması, koruyucu aile birinci kademe eğitimi kapsamında ailelerin dahil olduğu oyun terapisi eğitim çeşitlerinden filial terapi eğitimi almaları önerilmektedir.Öğe Lise öğrencilerinde okula bağlılığın okul başarısı üzerine etkisinin incelenmesi: nitel bir çalışma(2022) Ersoy, Ali Fuat; Çevık, FatmaÖğrenciler, çocukluk dönemlerinden başlayarak neredeyse yetişkinlik dönemlerine kadar belli bir süre zamanlarını okulda geçirmektedirler. Okul başarısı hemen hemen her öğrencinin istediği bir durum olmakla birlikte bu başarıyı etkileyen birçok değişken bulunmaktadır. Alanda yapılan birçok araştırmaya göre okula bağlılık bu konuda öne çıkan temel değişkenlerdendir. Okula bağlılık, öğrencilerin davranışsal, duygusal ve bilişsel yönden kendilerini okula ait hissetmelerinin yanı sıra kendini okulla özleştirmeyi, okulun amaçlarını da benimsemeyi içermektedir. Bireylerin toplumsal kurumlara bağlılığı onların olumsuz davranışlar sergilemesini engelleyerek toplumsal norm ve kurallara uygun hareket etmelerini sağlamaktadır. Okula bağlılığa sahip öğrencilerde de okul kurallarına uyma, öğretmenleri ve arkadaşlarına karşı olumlu duygular besleme, okulda düzenlenen sosyal aktivitelere etkin bir şekilde katılma, okul derslerine karşı ilgili olma, devamsızlıktan kaçınma gibi olumlu davranışlar gözlemlenmektedir. Bu çalışma, öğrencilerde okula bağlılığın, okul başarısına etkisini okul sosyal hizmeti bağlamında incelemektedir. Çalışma nitel olarak tasarlanmış ve kartopu örnekleme yöntemi kullanılarak 15 öğrenciyle görüşme gerçekleştirilmiştir. Veriler yarı yapılandırılmış görüşme formu ile toplanarak içerik analizine tabi tutulmuştur. Çalışma sonucunda okula bağlılık düzeyi yüksek olan öğrencilerin okul başarılarının yüksek olduğu ve bu bağlılığın cinsiyet, okul değiştirme, aile desteği, akran ilişkileri gibi değişkenlere göre farklılık gösterdiği sonucuna ulaşılmıştır.Öğe Öğrencilerin problemli internet kullanımının okul sosyal hizmeti bağlamında değerlendirilmesi: nitel bir çalışma(2020) Doğan, Kübra; Ersoy, Ali Fuatİnternet günümüzde her gelir ve yaş grubundaki birçok insan tarafından kullanılan ve her geçen günerişiminin arttığı bir teknolojidir. Bu çalışmada problemli internet kullanımının öğrenciler üzerindekietkilerinin okul sosyal hizmeti bağlamında değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Nitel olarak tasarlanan buçalışmada kartopu örnekleme yöntemi kullanılarak ulaşılan 16 öğrenciyle görüşme gerçekleştirilmiştir.Yarı yapılandırılmış görüşme formu ile toplanan veriler, içerik analizi yapılarak incelenmiştir. Çalışmasonucunda, problemli internet kullanımı davranışlarının öğrenciler üzerinde zamanın verimsiz kullanımı,sosyal faaliyetlerin azalması, sosyal becerilerin ve ilişkilerin olumsuz etkilenmesi, sosyal izolasyon,zorbalık, nefret söylemine maruz kalma, agresif ve saldırgan davranışlar sergileme, yanlış değerleriöğrenme, sağlık sorunları, akademik başarı ve performansın düşmesi, akademik erteleme davranışı, ödevyapmama ve ders çalışmama gibi olumsuz etkilerinin olduğu görülmüştür. Problemli internet kullanımıdavranışlarının öğrenciler üzerinde bireysel, sosyal ve akademik olarak olumsuz etkileri bulunmasınedeniyle sosyal ve akademik başarılarının önündeki engellerin kaldırılması için okul sosyal hizmetuzmanına ihtiyaç duyulduğu sonucuna ulaşılmıştır.Öğe Osmanli döneminde sosyal hizmet faaliyetleri yapan bazi kuruluşlar(2018) Ersoy, Ali Fuat; Dıkıcı, EsraSosyal hizmet dezavantajlı bireylerin ihtiyaçlarını gidermek, ortaya çıkan sorunları çözmek ve toplumrefahını sağlamak amacıyla düzenlenen uygulamaları kapsayan bir alandır. İnsanın yaşam kalitesiniartırmaya yönelik bir meslektir. Genel perspektifi insanlara yardım etmektir. Geçmişten günümüze ihtiyaçsahibi kişilere insancıl ortamlar sunarak yaşamlarının kolaylaştırılması amacını taşımaktadır. Sosyal hizmetfaaliyetleri ile bireyden hareketle toplumun refahı hedeflenmektedir. Türk Tarihinde de sosyal hizmetkapsamında değerlendirilebilecek pek çok uygulama yürütülmüştür. Araştırmamızda Osmanlı Devleti’ninyürütmüş olduğu sosyal hizmet uygulamalarına değinilmiştir.Osmanlı döneminde sosyal hizmet çerçevesinde her türlü ihtiyaç sahibi insanın sorunlarını çözmek adınapek çok uygulama yürütülmüştür. Zor durumda olan insanların iyi hissetmesini sağlayacak gereklikaynaklar sunulmuştur. Bu bağlamda çalışmamızda Osmanlı Devleti sosyal hizmet faaliyetleri ve buamaçla kurulan müesseselere yer verilmiştir. Bu müesseselerden dezavantajlı bireyler olarakdeğerlendirilen kimsesiz çocuklar için kurulan, Osmanlı Döneminde önemli bir yere sahip olan Darüleytamkurumları incelenmiştir.Öğe Romantik bağlanmanın çeşitli değişkenlere göre incelenmesi(2022) Dag, Adem; Ersoy, Ali Fuatİnsan doğduğu andan ölünceye kadar diğer insanlarla kurduğu duygusal, sosyal ve fiziksel bağın etkisi altındadır. İnsanın güvenli bağlanması yaşam doyumunu ve kurduğu sosyal ilişkileri doğrudan etkilemektedir. Fakat insanlar farklı stillerde ba ğlanmaktadır. Bu araştırmanın amacı romantik ba ğlanmayı etkileyen değişkenleri ortaya çıkartmaktır. Araştırma niceliksel desende tasarlanmıştır. Veri toplama aracı olarak; Karakurt’un 2001 yılında geçerlik ve güvenirlik çalışmasını yaptığı, 9 maddeden oluşan yedili likert “Duygusal Bağımlılık Ölçe ği” kullanılmıştır. Ara ştırma verileri web anketi yoluyla gelişi güzel örneklem yöntemi ile 200 katılımcıdan toplanmıştır. Veriler SPSS-25 programı ile analiz edilmiştir. Araştırma verileri normallik koşulunu sağlamadığı için nonparametrik testler (Mann Whitney-U ve Kruskal Wallis-H) tercih edilmiştir. Ara ştırma verilerinin analizinden romantik bağlanmanın; cinsiyet, medeni durum, ekonomik düzey ve çocuk sahibi olmak değişkenlerine bağlı olarak farklılaştığı sonucu bulunmuştur (p<0,05). E ğitim düzeyi ve ya ş değişkenlerinin romantik bağlanmada farklılık yaratmadığı sonucu gözlenmiştir (p>0,05). İnsan hayatında ki önemli faktörlerden bir tanesi olan romantik bağlanmanın evli ve çocuk sahibi kat ılımcılarda daha yüksek ç ıkması aile kurumunun önemini ortaya çıkartmıştır. Erkek katılımcıların kad ın katılımcılardan daha yüksek oranda romantik ba ğlanması araştırmanın beklenmedik sonucudur. Hayatının her döneminde bir gelişim görevi olarak ba ğlanmak, insanın psikolojik ve sosyal ruh haline doğrudan etki etmektedir.Öğe Şiddet türlerini deneyimleyen kadınlarla toplumsal cinsiyet eşitsizliğibağlamında nitel bir çalışma(2021) Gök, Sevval; Ersoy, Ali FuatToplumsal cinsiyet eşitsizliği toplumda eşitsiz güç ilişkileri yaratarak kadını hem özel alanda hem de kamusal alanda çeşitli baskı ve şiddet durumlarına maruz bırakmaktadır. Kadına yönelik şiddet, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ortaya çıkardığı eşitsiz güç ilişkileri ve düşüncelerle kadının sırf kadın olduğu için fiziksel, psikolojik ve cinsel olarak iyilik halini kaybetmesine neden olmaktadır. Bu araştırmada şiddet türlerinden en az birini deneyimleyen kadınların şiddet deneyimlerinin toplumsal cinsiyet eşitsizliği bağlamında değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Nitel araştırma tekniği kullanılan bu araştırmada kartopu örnekleme yöntemi kullanılarak 13 kadın ile görüşme formu yaklaşımı kullanılarak görüşmeler yapılmıştır. Yarı yapılandırılmış görüşme formu ile katılımcılarla en fazla 45 dakikalık görüşmeler gerçekleştirilmiş ve elde edilen veriler içerik analizi yöntemiyle incelenmiştir. Çalışma sonucunda şiddeti deneyimleyen 13 kadının da toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dayalı şiddet durumları yaşadığı ve bu durumların kendilerini olumsuz etkilediği gözlemlenmiştir. Böylece toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin kadına yönelik şiddeti beslediği ve desteklediği, kadına yönelik şiddeti engellemek için toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.Öğe Sosyal hizmet ve çevre: ekososyal yaklaşim(2017) Baydar, Veysi; Ersoy, Ali FuatBu makale sosyal hizmet, ekopsikoloji ve ekofeminizm ekseninde insanların doğaylaetkileşimine vurgu yapan ekososyal yaklaşım üzerinde durmaktadır. Sosyal hizmetinekosistem yaklaşımı insanın doğal dünya ile ilişkisi “çevresi içinde birey” görüşüyledesteklenerek tekrar gözden geçirilmiştir. Kadınlar ve doğa üzerindeki baskıya dikkatçeken ekofeminizme vurgu yaparak bir bütün olarak gezegenle etkileşimi güçlendirengüncel görüşlerden faydalanmaktadır. Sosyal hizmetin ekosistem yaklaşımıyla beraberilişkisel kültür kuramının güçlendirme ve empati kavramlarını doğayı anlamak vegezegenle bağlantıda olmak için kullanır. Sonuç olarak ekososyal yaklaşım, tüm sosyalhizmet uygulama düzeylerinde çevresel sürdürebilirliği arttırmanın bir yolu olarak elealınmıştır.Öğe Suriyeli sığınmacı ve mültecilere ilişkin görüşler: osmaniye’de nitel bir araştırma(2019) Ersoy, Ali Fuat; Ala, MehtapBu çalışmanın amacı, Osmaniye de yaşayanların, sığınmacı ve mülteciler hakkındaki düşünceleri,algıları ve onlara karşı bakış açılarını ortaya koymaktır. Bu amaçla araştırma; eğitim-sağlık,güvenlik, vatandaşlık ve istihdam şeklinde 4 ana başlık ve bu başlıklar altında oluşan altproblemlerden oluşmaktadır. Araştırma amacına uygun olacağı düşüncesiyle nitel araştırmayöntemi kullanılmıştır. Araştırma verileri, araştırmanın temel ve alt problemleri çerçevesindeyarı yapılandırılmış mülakat tekniği kullanılarak toplanmıştır. Bu çerçevede Osmaniye iliyabancı göçmenlerin yoğun olarak yaşadığı merkez mahallerinde yaşayan 17 birey ile yüz yüzegörüşme gerçekleştirilmiştir. Gerçekleştirilen görüşmeler kapsamında halk sığınmacı vegöçmenleri bir güvenlik tehdidi olarak görmekte, bazı sosyal sorunlarda artış olmasının nedeniolarak gördüğüne dair bulgular saptanmıştır. Katılımcıların sığınmacı ve mültecilerin çocuklarıile birlikte yerel okullarda kendi çocuklarının eğitim görmelerini istememektedirler. Farklıkültürün insanları olduğu için birbirinin olumsuz davranışlarını çocuklarının rol modelalabileceği ve sosyal gelişimlerine zarar verebileceği açısından uygun bulmadıklarını ifadeetmişlerdir. Osmaniye’nin toplumsal yapısında söz konusu göçmen ve mültecilerin değişmeleresebep olduğu da söylenmektedir.Öğe Sığınmacı ve göçmen öğrencilerde sosyal dışlanma ve çeteleşme(2019) Ersoy, Ali Fuat; Turan, NilayBu araştırma, sığınmacı ve göçmen öğrencilerin yaşadıkları ya da yaşamaları muhtemel olansosyal dışlanma ve çeteleşme sorununu ortaya koymak ve sorunu okul sosyal hizmeti kapsamındadeğerlendirmek amacıyla yapılmıştır. Bu amaçla, Karabük Sığınmacılar ve GöçmenlerleDayanışma Derneği (SGDD)’den yararlanan 7-20 yaş aralığında Türkiye’de öğrenim gören yada bir dönem görmüş olan 16 öğrenci araştırma örneklemine alınmıştır. Öğrencilerle yüz yüzegörüşme yapılarak araştırma verileri toplanmıştır. Araştırmada öğrencilerin okullardayaşadıkları sosyal dışlanma ve çeteleşme olguları analiz edilmiştir. Araştırmadan elde edilensonuçlara göre, sığınmacı ve göçmen öğrencilerin okullarda öğretmenleri tarafından ayrımcıtutumlara maruz kaldıkları, akademik başarı konusunda desteklenmedikleri, görmezdengelindikleri, arkadaşları tarafından ise etiketleyici ve yargılayıcı tavırlarla karşılandıkları tespitedilmiştir. Bu sonuçların sığınmacı göçmen öğrencileri devamsızlık yapmaya, akademik başarıyaduyarsız olmaya ittiği görülmüştür. Elde edilen bulgular doğrultusunda öğrencilerin sorunlarıçözmede okullarda rehberlik servislerinin yetersiz kaldığı, uyuma yönelik faaliyetlerinyürütülmediği, çocukların rehberlik servisinden ve okullarda yer alan psikolojik danışmanlarınvarlığından haberdar olmadığı gözlenmiştir. Sorunların çözümüne yönelik sığınmacı ve göçmenöğrencilerle ilgili farkındalık yaratılmalı sadece sorunu yaşayan sığınmacı ve göçmen çocuklardeğil, okuldaki personel, öğrenciler ve veliler de bilgilendirilmelidir. Uyum programları vesorunların çözümüne yönelik yollar izlenerek okullarda bulunan rehberlik servisleri farklı meslekelemanlarınca (sosyal çalışmacı, psikolog) desteklenmeli ve okul sosyal hizmeti birimlerioluşturulmalıdır.Öğe Üniversite öğrencilerinde algılanan sosyal desteğin yalnızlık üzerindeki etkisinin incelenmesi(2019) Aydıner Boylu, Ayfer; Günay, Gülay; Ersoy, Ali FuatBu çalışmada üniversite öğrencilerinin yalnızlık düzeyleri üzerinde demografik faktörlerinyanı sıra algılanan sosyal desteğin etkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın örnekleminiHacettepe Üniversitesi öğrencileri oluşturmaktadır (n = 402). Veriler demografik bilgi formunun yanısıra Çok Boyutlu Algılanan Sosyal Destek Ölçeği ve UCLA Yalnızlık Ölçeği kullanılarak toplanmıştır.Çalışmanın sonuçları, kadınların yalnızlık puanlarının erkeklere oranla daha düşük olduğunugöstermektedir. Aynı zamanda, rekreasyon faaliyetlerine katılım düzeyi ve algılanan sosyal destekdüzeyi yüksek olan öğrencilerin yalnızlık puanlarının düşük olduğu görülmüştür.Öğe Üniversite öğrencilerinin çevresel farkindalik düzeylerinin bazi sosyodemografik değişkenlere ve algilanan yetiştirme stillerine göre incelenmesi(2022) Baydar, Veysi; Ersoy, Ali Fuat; Ongun, HuriyeBu araştırma üniversite öğrencilerinin çevresel farkındalık düzeyleri ile algılanan ebeveyn yetiştirme stilleri arasındaki ilişkiyi belirlemek ve araştırmanın sosyodemografik değişkenlerine göre öğrencilerin çevresel farkındalık düzeylerini incelemek üzere gerçekleştirilmiştir. 2019-2020 akademik eğitim öğretim yılı içinde gerçekleştirilen araştırmanın örneklem grubunu Karabük Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğrencileri (N=314) oluşturmaktadır. Araştırmada Çevresel Farkındalık Ölçeği (ÇFÖ), Çocuk Yetiştirme Stilleri Ölçeği (ÇYSÖ)-Anne ve Baba Formları ve Sosyodemografik Bilgi Formu kullanılmıştır. Yapılan korelasyon analizlerinde katılımcıların çevresel farkındalık düzeyleri ile (1) babaya ilişkin denetleyici yetiştirme boyutu arasında negatif yönlü düşük düzeyde (rs(314) = -.115, p<.05); (2) babaya ilişkin ilgili yetiştirme boyutu arasında pozitif yönlü düşük düzeyde (rs(314) = .171, p<.01) istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki elde edilmiştir. Öğrencilerin çevresel farkındalık düzeylerinin, babanın yetiştirme stiline ve aynı yetiştirme stiline sahip ebeveynlerin yetiştirme stiline göre izin verici/müsamahakâr yetiştirme stili lehine anlamlı bir şekilde farklılaştığı görülmüştür. Araştırmanın sosyodemografik değişkenlerine göre yapılan farklılık analizlerinde kadın katılımcıların lehine; babanın eğitim düzeyi gruplarında lise ile lisans grubu arasında lisans lehine çevresel farkındalık puanlarında istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık tespit edilmiştir.Öğe Üniversite öğrencilerinin sosyal kirilganliklari ile benlik saygisi arasindaki ilişkinin incelenmesi(2018) Aydıner Boylu, Ayfer; Günay, Gülay; Ersoy, Ali FuatÜniversite yaşamı gençlerin bir yandan değişimlerle yüz yüze kaldıkları, diğer yandan hem kişisel gelişimhem de toplumsal baskılarla başa çıkmak zorunda oldukları bir dönemdir. Bu nedenle gençlerin benliksaygıları üzerinde etkili olan psikolojik, kültürel, çevresel pek çok faktör söz konusudur. Bu faktörlerdenbirisi de sosyal kırılganlıktır. Bu çalışmada üniversite öğrenimi gören öğrencilerin benlik saygıları üzerindesosyal kırılganlık düzeylerinin etkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmanın örneklemini 2016 – 2017öğretim yılı içinde Hacettepe Üniversitesinde öğrenim gören ve araştırmaya katılmayı gönüllü olarak kabuleden 400 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmanın verileri Coopersmith Benlik Saygısı Envanteri, SosyalKırılganlık Ölçeği ve demografik bilgi formu ile toplanmıştır. Elde edilen bulgulara göre çalışmaya katılanöğrencilerin %76.3’ü kız, %23.7’si erkek öğrencilerden oluşmaktadır. Öğrencilerin yaş ortalaması 20(S=1.6)’dir. Çalışmaya katılan öğrenciler arasında yurtta (%70.0) kalanların oranı yüksektir. Yapılankorelasyon analizine göre öğrencilerin benlik saygısı puanları ile sosyal kırılganlık düzeyleri arasında 0.01düzeyinde negatif yönlü (r=-.310, p<0.01) anlamlı bir ilişki vardır. Araştırma kapsamına alınan öğrencilerinyaş ve sosyal kırılganlık puanlarının birlikte benlik saygısı puanları ile anlamlı bir ilişkiye sahip olduğugörülmektedir (R=.310, R2=.096, F=14.008, p<.001). Yaş ve sosyal kırılganlık puanları, benlik saygısındakitoplam varyansların yaklaşık %10’unu açıklamaktadır. Elde edilen bu sonuçlara göre öğrencilerin sosyalkırılganlık düzeylerinin benlik saygısının önemli bir yardayıcısı olduğunu söylemek mümkündür.Öğe Yeni mezun sosyal çalışmacıların “işsizlik” kavramına ilişkin metaforik algılarının incelenmesi(2021) Ismaıloglu, Gamze; Ersoy, Ali FuatGünümüzde en büyük sorunlardan biri işsizliktir. İşsizlik sorunundan en çok etkilenen gruplardan biri ise sayıları her yıl artan sosyal hizmet lisans bölümü mezunlarıdır. Bu araştırmanın amacı, yeni mezun sosyal çalışmacıların işsizlik kavramına yönelik ifade ettikleri metaforları incelemektir. Araştırmada nitel araştırma modellerinden biri olan fenomenoloji (olgu bilim deseni) kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu, farklı üniversitelerin sosyal hizmet bölümünden 2018-2019 ve 2019-2020 eğitim ve öğretim yıllarında mezun olmuş 80 sosyal çalışmacı oluşturmaktadır. Araştırma verileri yeni mezun sosyal çalışmacıların “İşsizlik…… gibidir; Çünkü …...” cümlelerini tamamlamaları ile elde edilmiştir. Araştırma verileri içerik analizi yöntemi kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırma sonunda, yeni mezun sosyal çalışmacıların işsizlik kavramıyla ilgili toplam 58 metafor belirttikleri görülmüştür. Katılımcıların işsizlik kavramıyla ilgili “Doğal Afet/Oluşum” (f=16), “Duygu Yansıması” (f=16), “Mekan Tasviri” (f=14), “Dezavantaj Durumu” (f=13), “İşlev Bozukluğu Yaratan Durum” (f=12) ve “Nesne” (f=9) olmak üzere toplam 6 farklı kategoride toplanabilecek metafor üretmişlerdir. Belirlenen sonuçlara göre, yeni mezun sosyal çalışmacılar işsizlik kavramına ilişkin oldukça olumsuz ve umutsuz görüşlere sahiptir. Bu kapsamda, sosyal hizmet mesleğinin ülkemizde istihdam olanaklarının artırılması ve işsizlik sürecinde olan özellikle yeni mezun bireylere ilişkin uygulamalar geliştirilmesi önerilmektedir.