Yazar "Gündüz, Ramazan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Kronik bel ağrılı hastalarda kinezyofobi ve yaşam kalitesi(2016) Özmen, Tarik; Gündüz, Ramazan; Doğan, Hanife; Zoroğlu, Tuba; Acar, DeryaAmaç: Hareket etme korkusu olarak ifade edilen kinezyofobi, kronik bel ağrılı hastalarda, ısrarlı ağrıya yol açan ve aktiviteleri sınırlandıran bir faktördür. Bu çalışmanın amacı, kronik bel ağrılı hastalarda kinezyofobi ve yaşam kalitesi arasındaki ilişkiyi araştırmaktır. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya 18-75 yaşları arasındaki (yaş ortalaması 56.12±11.75 yıl) kronik bel ağrılı 94 hasta katıldı. Hastalar Tampa Kinezyofobi Ölçeği ve Short Form-36 ile değerlendirildi. Bulgular: Erkekler ve kadınlar arasında boy (P<0.001) ve yaşam kalitesinin fiziksel fonksiyon alt parametresi (P<0.05) arasında anlamlı fark bulunmuştur. Her iki cinsiyet arasında kinezyofobi değerlerinde istatistiksel anlamlı bir fark bulunmuştur (P<0.001). Hem erkekler hem de kadınların kinezyofobi değerleri ile yaşam kalitesinin tüm parametreleri arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır (P>0.05). Sonuç: Kronik bel ağrılı hastalarda kinezyofobi bayanlarda erkeklerden daha fazla görülebilmektedir. Kinezyofobi, kronik bel ağrılı hem erkek hem kadın hastalarda yaşam kalitesini olumsuz bir biçimde etkilemeyebilirÖğe Osteoporoz patogenezinde enflamasyonun nötrofil lenfosit ve platelet lenfosit oranlarıyla değerlendirilmesi(2015) Boyraz, İsmail; Caglar, Hilal; Karakoyun, Ahmet; Koç, Bünyamin; Özkan, Hilal; Gündüz, RamazanBeyaz küre sayısı klinik pratikte enflamatuvar biomarker olarak kullanılabileceğini gösteren çalışmalar vardır. Beyaz küre sayısı normal sınırlarda olmasına rağmen N/L ve P/L oranları sistemik enflamasyonu değerlendirmek için kullanılabilmektedir (7,8). Ozturk ve ark. (9) yaptıkları çalışmada sadece N/L oranına bakmışlar ve osteoporozlu hastalardaki N/L oranını kontrol grubunda saptanan orana göre anlamlı olarak daha yüksek bulmuşlardı. Bu oranla osteoporoz değerleri arasında negatif korelasyon olduğunu bildirmişlerdi. Li ve ark. (10) ise platelet aktivasyonunu gösteren ortalama platelet hacmi (OPH) ile kemik mineral yoğunluğu ölçüm değerleri arasında negatif korelasyon olduğunu belirlemişler, osteoporozlu hastalarda OPH ile osteoporoz arasında sıkı bağlantı olduğunu saptamışlardı. Sistemik enflamatuvar mediyatörlerin ve sitokinlerin osteoporoz patogenezinde hangi safhada etkili olduğunu belirleyebilmek ve klinikte kullanılabilecek diagnostik markerler bulabilmek için daha çok çalışmalar yapılmalıdır. Bu sayede antisitokin terapiler kemik yoğunluğunu korumada alternatif tedaviler olarak karşımıza çıkar. Literatürde bu konuda yeterli sayıda çalışmalara rastlamadık. Osteoporozda N/L, P/L oranlarının enflamasyonu gösterme açısından kullanılabilirliğini gösteren yeterli sayıda çalışma yoktu. Çalışmamızda hasta sayısının az olması değerlendirme açısından önemli bir eksiklikti. Diğer enflamatuvar markerlerin bakılmaması da ciddi eksiklik olarak sayılabilir fakat basit şekilde elde edilebilecek olan N/L, P/L oranlarının klinik pratikte kullanılabileceğini göstermek maliyet ve takip açısından çok faydalı olabilir. Çalışmamız sonucunda osteoporoz patogenezinde yer alan ve multifaktöryel olan enflamasyon varlığını N/L ve P/L oranlarını kullanarak gösteremedik ve bununla doğru orantılı olarak osteoporoz şiddeti ile bu oranlar arasında korelasyon saptayamadık. Osteoporoz patogenezini tam ortaya koyabilmek ve enflamasyon varlığının belirlenebilmesi için hangi markerlerin klinikte kullanılabileceğini gösterecek daha çok hasta içeren daha kapsamlı çalışmalar yapılmalıdırÖğe Spontangelişen izoleaxiller sinir lezyonu(2015) Gündüz, Ramazan; Boyraz, İsmail68 yaşındaki, avukat erkek hasta 3 ay önce sol omuzda gelişen ağrı ve güçsüzlük şikayetiyle polikliniğimize başvurdu.Hastanın ilk muayenesinde omuz abduksiyon kas gücü 0/5 idi. Diğer kas güçleri ve nörolojik muayenesi normaldi. Anemnezinde herhangi bir travma ve tekrarlayıcı spor aktivitesi tariflemiyordu. EMG si sol axiller sinirin ağır aksonal hasarı, sol elde hafif-orta derecede karpal tünel sendromu olarak rapor edildi. Akut gelişen şiddetli omuz ağrısı ve güçsüzlüğü gelişen hastalarda izole axiller sinir lezyonu akla gelmelidir. Ayırıcı tanıda travma tariflemeyen hastalarda nevraljik amyotrofi, vaskülit ve lokalize nörit düşünülmelidir