Yazar "Toprak, Ferhat" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Batı Karadeniz Bölümü’nde Kurucaşile-Arıt Çayı Arası Vejetasyon Ekolojisi(2020-06-09) Toprak, Ferhat"Karadeniz, ülkemizde nemli ve her mevsimin yağışlı geçtiği bir bölgedir. Nem oranının yüksek ve her mevsimin yağışlı olması, ormanların gür ve zengin olmasını sağlamaktadır. Aynı zamanda kısa mesafede topografya unsurlarının değişmesi lokal ortamların oluşmasına sebep olmaktadır. Depresyon sahaları, oluklar, vadi içleri gibi lokal ortamların oluştuğu bu sahalarda yer yer endemik türlere rastlanmaktadır. Son zamanlarda antropojenik etkilerden dolayı endemik ve nadir rastlanan türler, doğal yaşlı ve bakir ormanlar, relikt bitkiler ve içerisinde sayısız ekosistemi barındıran ormanlar gün geçtikçe daha çok zarar görmekte ve yok olmaktadır. Ormanların içinde bulunan ekosistemin, biyoçeşitliliğin doğal yaşlı ve bakir ağaçların, endemik ve nadir rastlanan türlerin, relikt bitkilerin sürdürülebilir bir şekilde işletilmesi ve gelecek nesillere aktarılması büyük önem arz etmektedir. Bu sebeple bitki topluluklarının dağılış gösterdiği alandaki doğal ortam şartları belirlenmeli ve ekolojik istekleri irdelenip antropojenik etkilerden korunmalıdır. Ormanların sürdürülebilirliği ancak ortam şartları ve ekolojik istekleri belirlendiği takdirde başarıya ulaşacaktır. Ormanların ekolojisi belirlenmesiyle; orman bakımı, gençleştirilmesi ve yararlanılabilme potansiyeli artmaktadır. Bu bağlamda araştırma konusu olarak “Batı Karadeniz Bölümü’nde Kurucaşile-Arıt Çayı Arası Vejetasyon Ekolojisi” seçilmiştir. Çalışma sahasında bulunan vejetasyonu dağılışını etkileyen topografya, ana materyal, iklim, toprak özellikleri açıklanmıştır. Araştırmada yararlanılan yöntem olarak; tematik haritaların oluşturulması, iklim sınıflandırılması, bitki kesiti yapımı ve araziden toplanan verilerin düzenlenmesi birbirinden farklı olduğu için “karma araştırma modeli” kullanılmıştır. Çalışmanın kartografik unsurları ArcGIS 10.4.1. paket programı ile hazırlanmıştır. Çalışmadan elden edilen sonuçlar ise şöyledir; Karadeniz (Avrupa-Sibirya) Fitocoğrafya Bölgesi’nin, Batı Karadeniz Öksin alt bölgesi provensinde bulunan çalışma alanında çoğunlukla nemli-ılıman ve nemli-soğuk ormanlar görülmektedir. Aynı zamanda alçak kesimlerde sarıçamlar relikt olarak görülmektedir. Soğuk ortam seven sarıçamların alçak kesimlerde geniş yapraklı ağaçlar ile karışık orman oluşturması, çalışma sahasının seçilmesinde gerekli nedenlerden biri olmuştur. Ayrıca ülkemizde 9 sıcak noktasından biri olan Küre Dağları Milli Parkı’nın uzantısı olan Batı Küre Dağları, alanın seçilmesinde diğer önemli unsurdur. İnceleme alanında topografyanın ani değişmesi sonucu oluşan lokal ortamlar endemik türlerin oluşmasına neden olmuştur. Çalışma sahasında görülen bitki türleri 3 formasyona ayrılmıştır: Orman Formasyonu, Çalı Formasyonu ve Ot Formasyonu. Orman formasyonu içerisinde nemli-ılıman şartlar altında yetişen kayın (Fagus orientalis) toplulukları sahada hâkim olan türü oluşturmaktadır. Ardından ise gürgen (Carpinus betulus ve Carpinus orientalis) toplulukları gelmektedir. Bu iki tür yer yer saf topluluk olarak görülmekle birlikte karışık orman da yapmaktadır. Kayın ve gürgenlerle birlikte görülen başlıca diğer türler ise çınar yapraklı akçaağaç (Acer platanoides), dişbudak (Fraxinus angustifolia), kayacık (Ostrya carpinifolia), saçlı meşe (Quercus cerris), saplı meşe (Quercus robur), sapsız meşe (Quercus petraea), tüylü meşe (Quercus pubescens), titrek kavak (Populus tremula), ak kavak (Populus alba), kestane (Castanea sativa), ayı fındığı (Corylus colurna), kuzu fındığı (Corylus avellana), kızılağaç (Alnus glutinosa), karaağaç (Ulmus glabra)’dır. Yükseltiye bağlı olarak nemli-ılıman ortamdan nemli-soğuk ortama geçildiği Batı Küre Dağları’nda difüz radyasyon isteği olan Uludağ Göknarı (Abies bornmulleriana) dağılış göstermektedir. Yer yer kayın ve gürgen ile birleşip göknar-kayın, göknar-gürgen ya da göknar-kayın-gürgen ormanları oluşturmaktadır. Genellikle 800-900 metreden itibaren gözükmeye başlayan göknar topluluklarının altında çoğunlukla orman gülleri (Rhododendron ponticum), sırımbağı (Daphne pontica), karayemiş (Prunus laurocerasus), ayı üzümü (Vaccinium arctostaphyllos), kurtbağrı (Ligustrum vulgare) çoban püskülü (Ilex aquifolium), muşmula (Mespilus germanica), kocakarı armudu (Crataegus microphylla), yabani erik (Prunus spinosa) gibi türler görülmektedir. Sıcaklığın yüksek kesimlere göre fazla olduğu sahil kesiminde ise ışık isteği yüksek olan kızılçam (Pinus brutia) ve sahil çamları (Pinus pinaster) yayılış göstermiştir. Alçak kesimlerde ve güneye bakan yamaçlarda defne (Laurus nobilis), sandal (Arbutus andrachne), kocayemiş (Arbutus unedo), laden (Cistus salviifolius) gibi maki elemanlarına rastlanılmaktadır. Nemli orman topluluklarının tahrip edildiği yerlerde hem Karadeniz hem de Akdeniz çalı topluluklarının bir arada bulunduğu psödomaki formasyonu gelişmiştir. Sahada görülen psödomaki formasyonuna sandal (Arbutus andrachne), kocayemiş (Arbutus unedo), yaban mersini (Myrtus communis), karaçalı (Paliurus spina-christi), çöğre (Pistacia palaestina), menengiç (Pistacia terebinthus), kızıl ateş dikeni (Pyracantha coccinea), kiraz eriği (Prunus divaricata), derici sumağı (Rhus coriaria), boyacı sumağı (Cotinus coggygria), kuşburnu (Rosa canina), gibi türler örnektir. Diğer bir yandan tahrip olan sahalara sekonder süksesyon olarak karaçam (Pinus nigra) ve kızılçam (Pinus brutia) gençliklerinin geldiği gözlenmiştir. Lokal ortam şartlarının oluştuğu yerlerde gecemen ekşesi (Hesperis bicuspidata (Willd.) Poir.), has belum otu (Asperula pestalozzae Boiss.), öküz çıngırağı Campanula grandis Fisch. ve C.A.Mey. subsp. grandis), çayır serçebaşı (Centaurea inexpectata Wagenitz) gibi endemik türlerin oluşmasına yol açmıştır. Ayrıca çalışma sahasında Türk zambağı (Lilium martagon L.), tokalı çay (Stachys officinalis L. subsp. officinalis), boz deliçay (Stachys germanica L.) gibi nadir rastlanan otsu türler de bulunmaktadır. Çalışma sahasında endemik, nadir rastlanan türler, doğal yaşlı ve bakir ormanlar, relikt bitkilerin bulunması bölgenin biyoçeşitlilik açısından zengin olduğunun kanıtıdır. The Black Sea is a region of humid and rainy every seasons in our country. High humidity and rainy in all seasons, makes forests lush and rich. At the same time, the change of topography factors in a short distance causes in formation of local condition. endemic species are found in these region where local area such as depression areas, valley insides. Recently, due to anthropogenic effects endemics, rare species, natural old and virgin forests, relict plants, forests containing numerous ecosystems have been damaged and destroyed by day by. Sustainable operation of the ecosystem, biodiversity, natural old and virgin trees, endemics, rare species and relict plants in the forests is very importance transferred to future generations. For this reason, natural environment conditions in the study area of plant communities should be determined and their ecological requests should be examined and protected from anthropogenic effects. Sustainability of forests will only be successful if environmental conditions and ecological requirements are determined. By determining the ecology of forests; forest maintenance, regeneration and utilization potential is increasing. In this context “Vegetation Ecology Between Kurucaşile-Arıt Creek in Western Black Sea Subregion” was chosen as the research subject. The topography, parent material, climate and soil properties that affect the distribution of vegetation in the study area were explained. As the method used in the research; because of the creation of thematic maps, climate classification, plant profile makes and the arrangement of data collected from the land are different from each other the ""mixed research model"" has been used. Cartographic elements of the study ArcGIS 10.4.1. package program was used. The results obtained from the study are as follows; In the study area is located the Black Sea (Europe-Siberia) Phytogeography Region, which is located in the Western Black Sea Öksin sub-region, mostly humid-temperate and humid-cold forests are found. At the same time, Pinus slyvestris is seen as a relic in the lowerstory. One of the reasons for choosing the study area was that Pinus slyvestris growing humid and cold environments formed mixed forests with broad-leaved trees in lower places. In addition, the West Küre Mountains, an extension of the Küre Mountains National Park, which is one of the 9 hot spots in our country, is another important element in the selection of the area. The plant species seen in the study area are divided into 3 formations: Forest Formation, Shrub Formation and Grass Formation. Beech (Fagus orientalis) communities growing in humid-temperate conditions within the broad leaved deciduous forest constitute the dominant species in the study area. Then the hornbeam (Carpinus sp.) communities are followed. Although these two species are sometimes seen as pure communities, they also make mixed forests. Other main species seen with beech and hornbeam Acer platanoides¸ Fraxinus angustifolia, Ostrya carpinifolia, Quercus cerris, Quercus robur, Quercus petraea, Quercus pubescens, Populus tremula, white Populus alba, Castanea sativa, Corylus colurna, Corylus avellana, Alnus glutinosa, Ulmus glabra. Abies bornmulleriana, which growing under the diffuse radiation, is distributed in the West Küre Mountains where the transition from the humid-temperate environment to the humid-cold environment depending on the elevation. Occasionally they combine with beech and hornbeam to form fir-beech, fir-hornbeam or fir-beech-hornbeam forests. Mostly Rhododendron ponticum, Daphne pontica, Prunus laurocerasus, Vaccinium arctostaphyllos, Ligustrum vulgare, Ilex aquifolium), Mespilus germanica, Crataegus microphylla, Prunus spinosa species are seen the lowerstory of fir forest. Pinus brutia and Pinus pinaster, which have a direct radiation, have been observed in the coastal areas where the January temperature is higher than freezing than sections. In the low areas and south facing slopes, maquis communities such as Laurus nobilis, Arbutus andrachne, Arbutus unedo, Cistus salviifolius are found. In places where humid forest communities have been destroyed, both the Black Sea and Mediterranean shrub communities the pseudomaquis formation have spread. Main elements of pseudomaquid formation is composed of Arbutus andrachne, Arbutus unedo, Myrtus communis, Paliurus spina-christi, Pistacia palaestina, Pistacia terebinthus, Pyracantha coccinea, Prunus divaricata, Rhus coriaria, Cotinus coggygria, Rosa canina, On the other hand, it is observed Pinus nigra and Pinus brutia regeneration is seen as a secondary succession where the destroyed areas. It has lead to the formation of endemic species such as gecemen ekşesi (Hesperis bicuspidata (Willd.) Poir.), has belum otu (Asperula pestalozzae Boiss.), öküz çıngırağı Campanula grandis Fisch. ve C.A.Mey. subsp. grandis), çayır serçebaşı (Centaurea inexpectata Wagenitz) where local environmental conditions occur. There are also rare herbaceous species in the study area such as Türk zambağı (Lilium martagon L.), tokalı çay (Stachys officinalis L. subsp. officinalis), boz deliçay (Stachys germanica L.). Endemic, rare species, natural old and virgin forests, relict plants found in the study area are proof that in terms of rich in biodiversity of the region."Öğe Geographical information systems (GIS) based forest fire risk analysis: Case of Bartin(Geomatik Journal, 2023) Coskun, Mucahit; Toprak, FerhatAlthough the Black Sea Region is humid, there have been many forest fires recently. The province of Bartin, located in this region, has forests rich in biodiversity. In addition, the province also includes the Western Kure Mountains, an extension of the Kure Mountains National Park, which is one of the 9 hot spots of our country. Considering these conditions, forest areas within the provincial borders of Bartin should be protected against fire risks. In this context, the aim of the study is to determine the forest fire risk in Bartin province. For this purpose, Geographic Information Systems (GIS), which is a useful tool, was used in the study. GIS, an advanced approach to processing and displaying data, stands out by enabling risk analysis. In the research, Grey Relational Analysis (GRA) method was used to determine the fire risk. GRA is an effective formula for assessing the degree of influence of factors. In the calculation, the factors affecting the fire and the emergency response factors were analyzed and mapped separately. Then, these maps were combined to create a fire risk map. According to the result of the fire risk map, 18% of Bartin province is a very high risk area. In these areas, the temperature is high, the altitude is low, and the presence of conifers has been remarkable.Öğe Visibility Evaluation and Suitability Analysis of Fire Lookout Towers in Mediterranean Region, Southwest Anatolia/Turkiye(Mdpi, 2023) Cosgun, Ufuk; Coskun, Muecahit; Toprak, Ferhat; Yildiz, Damla; Coskun, Sevda; Tasoglu, Enes; Ozturk, AhmetThe effectiveness of fire towers in combating forest fires relies on their appropriate observation angles, enabling a swift and efficient response to fire incidents. The purpose of this study is to examine the effectiveness of 49 fire towers located within the Antalya Forestry Regional Directorate, situated in the Mediterranean basin-a region prone to frequent forest fires. The assessment encompasses the visibility of the entire study area, including forested regions, as well as the visibility of 2504 forest fires recorded by the towers between 2008 and 2021. Furthermore, the evaluation considers the objectives based on Forest Management Directorates and conducts a location suitability analysis for the six towers with the lowest visibility.We utilized the Viewshed Tool in the ArcGIS application and employed the Best-Worst approach. Two scenarios were devised, considering smoke height at 0 m or 100 m, to determine the visibility of fire lookout towers. In Scenario I, assuming a smoke height of 100 m, only three towers exhibited visibility above 70%. However, in Scenario II, assuming a smoke height of 0 m, no towers achieved visibility above 70%. Scenario I indicated that only two towers possessed a view of more than 70% of the forested region, while Scenario II suggested that no towers met this criterion. For the visibility of forest fires, Scenario I identified seven towers capable of observing more than 70%, whereas Scenario II indicated that no towers possessed such capability. In the tower suitability analysis, the visibility rates varied from 41.18% to 1016.67%. Based on the evaluation results, the current visibility capacities of the 49 fire towers proved insufficient for effective preventive measures.Öğe Wildfire Susceptibility Mapping Using Five Boosting Machine Learning Algorithms: The Case Study of the Mediterranean Region of Turkey(Hindawi Ltd, 2022) Abujayyab, Sohaib K. M.; Kassem, Moustafa Moufid; Khan, Ashfak Ahmad; Wazirali, Raniyah; Ozturk, Ahmet; Toprak, FerhatForest fires caused by different environmental and human factors are responsible for the extensive destruction of natural and economic resources. Modern machine learning techniques have become popular in developing very accurate and precise susceptibility maps of various natural disasters to help reduce the occurrence of such calamities. The present study has applied and tested multiple algorithms to map the areas susceptible to wildfire in the Mediterranean Region of Turkey. Besides, the performance of XGBoost, CatBoost, Gradient Boost, AdaBoost, and LightGBM methods for wildfire susceptibility mapping is also examined. The results have revealed the higher testing accuracy of CatBoost (95.47%) algorithm, followed by LightGBM (94.70%), XGBoost (88.8%), AdaBoost (86.0%), and GBM (84.48%) algorithms. Resultant wildfire susceptibility maps provide proper inventories for forest engineers, planners, and local governments for future policies regarding disaster management in Turkey.