Yazar "Yörür, Hüseyin" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Çimentolu yonga levhanın bazı özelliklerine rutubet değişimin etkisinin belirlenmesi(2014) Yapıcı, Fatih; Yörür, Hüseyin; Yalçın, İlkerÇimentolu yonga levha, rutubete karşı dayanaklı olması, yüksek ses ve ısı yalıtım özelliği, mantar ve böceklere karşı dirençli olmasından dolayı özellikle yapı sektöründe yaygın olarak kullanılmaktadır. Çimentolu yonga levhalar kullanım yerinde yağmur ve güneş etkisi gibi değişik hava koşullarına maruz kalmakta ve buna bağlı olarak mekanik özellikleri değişmektedir. Bu çalışmada; rutubet değişimine bağlı olarak farklı rutubet değerlerine sahip olan çimentolu yonga levhaların eğilme direnci, eğilmede elastikiyet modülü ve levha yüzeyine dik vida tutma dirençleri tespit edilmiştir. Test örneklerinin eğilme direnci, eğilmede elastikiyet modülü ve yüzeye dik yönde vida tutma direncinin en yüksek değeri hava kurusu rutubet değerlerinde tespit edilmiştir. Rutubet değerinin artması veya azalması ile bahsedilen mekanik özelliklerde azalmaların olduğu belirlenmiştir.Öğe Deniz içi ve sahilde bekletilen emprenye edilmiş lamine ağaç malzemenin eğilme direnci(2019) Doruk, Semsettin; Perçın, Osman; Yörür, HüseyinAhşap yapı, tekne ve yapı malzemesinde, kusurlarından arındırılmış ve su itici özelliği barındıran, mukavemeti yüksek ağaç malzemelere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu çalışma kapsamında poliüretan tutkalı ile lamine edilmiş karaçam ve doğu kayını örneklerinin Wolmanit-CB ile emprenye edilerek, 12 ay süre ile deniz içi ve sahil şartlarına maruz bırakılarak eğilme direnci üzerine etkisi incelenmiştir. Deneylerde lamine ağaç malzemeler TS EN 386’ya göre hava kurusu haldeki 5 mm kalınlığındaki papel kaplamalarından, poliüretan tutkalı ile 4 katmanlı olarak toplam 120 adet deney örneği hazırlanmıştır. Lamine üretimindeki pres basıncı, karaçam için 0,8 N/mm2, doğu kayını için 1,2 N/mm2 uygulanmıştır. Farklı (ağaç, işlem ve ortam) parametrelerin eğilme direnci ve elastikiyet modülü üzerindeki etkileri TS 2474’e göre belirlenmiştir. Farklı şartların malzeme üzerindeki etkisini belirlemek için yapılan testlerde, açık hava şartlarına maruz bırakılan emprenyeli doğu kayınında en yüksek eğilme direnci tespit edilmiştir. Wolmanit-CB emprenye uygulamasının sahilde bekletilen karaçamda %40,81, doğu kayınında %26,72, deniz içinde bekletilen karaçamda %39,23, doğu kayınında %47,42 oranında emprenyesiz örneklere göre eğilme dirençlerinde artış tespit edilmiştir. Deniz içerisine bırakılan numuneler deniz delicileri tarafından tahrip edilmiş ayrıca emprenyesiz numunelerde delik sayısı ve çapının daha fazla olduğu ve lamine tutkal hattında açılmalar olduğu görülmüştür.Öğe Emprenye edilmiş ahşap malzemenin yapışma direncini etkileyen faktörler(2010) Yörür, Hüseyin; Aydemir, Deniz; Uysal, Burhanettinİnsanlık tarihi boyunca en yaygın hammadde ahsap olmuştur. Sanayinin gelişmesiyle tüketim artmış ve alternatif malzemelerin gerekliliği doğmuştur. Bu gerekliliğin bir sonucu olarak, düşük kaliteli ashap malzemenin yapıştırılmasıyla lamine malzemeler elde edilmiştir. Elde edilen bu materyal birçok alanda kullanıma başlamıştır. Ahşap lamine malzemelerin iç ve dış ortam şartlarında uzun süre dayanıklı kalabilmesini sağlamak için ahşap malzeme çeşitli emprenye maddeleriyle muamele edilmektedir. Bu işlem sonrası lamine malzemenin üretilmesi süresince rutubet arttığı için ahşap malzemenin bir birlerine tutunma yetenekleri düşmektedir. Bu durumda lamine malzemelerin de yapışma önemli bir durum olmaktadır. Yapışma direncinin artmasıyla iyi malzemeler elde edilmektedir. Tam tersi durumunda ise çeşitli hatalar oluşmaktadır. Bu hataları engellemek için yapışmayı etkileyen faktörlerin bilinmesi önem arz etmektedir. Çalışmada yapışmayı etkileyen en önemli faktörler araştırılmıştır.Öğe Global warming and climate change: a practical study on bartin, zonguldak and düzce(2018) Bolat, Ilyas; Yörür, Hüseyin; Kara, Ömer; Bırıncı, Emre; Tok, ErtuğrulGlobal warming is regarded as one of the most important problems of our century. In almost all scientific circles and media organizations, there is a common opinion that the world is getting warmer. It is estimated that the world temperature will increase between 1.5 °C and 5.0 °C during the 21st century. In Turkey around 2030, it is reported that the summer and winter temperatures will increase around 2.0 °C-3.0 °C, winter precipitation will increase by up to 10%, summer precipitation will decrease and, the drought in terms of soil moisture will increase. In this study, the minimum, maximum and average temperature values and maximum and total precipitation amounts between 1980-1999 and 2000-2015 for the central meteorological stations of Bartin, Zonguldak and Düzce Provinces in Western Black Sea Region of our country were examined. The results indicate the marked increases in minimum and maximum temperatures monthly basis. At the same time, increasing tendency was determined in the Bartin, Zonguldak and Düzce monthly and annual average temperature data, especially during the summer months. On the other hand, in the period between 1980-1999 and 2000-2015 years monthly and annual, especially during the summer months (June, July and August), average precipitation data showed a tendency to decrease. Turkey is among the riskiest countries from the point of the possibility to experience the potential consequences of global warming. Unless measures are taken against climate change, it will be inevitable that the climate change would degrade the composition and productivity of the natural ecological systems in our country and reduce biological diversity.Öğe Türkiye’de odun esaslı levha endüstrisinin durumu ve sektöre yönelik mesleki eğitim olanaklarının araştırılması(2018) Yörür, Hüseyin; Bırıncı, EmreAğaç malzeme günümüzde masif halde kullanılmasının yanında odun kompozitleri, çeşitli levha ürünleri gibi oldukça geniş alanda değerlendirilmektedir. Masif ağaç malzemenin anizotrop yapısından, geniş yüzey gerektiren yerlerde yetersiz kalmasından ve ekonomik nedenlerden dolayı odun hammaddesinden teknik yollarla odun esaslı levhalar üretilmektedir. Türkiye’de ve Dünya’daki nüfusun yapısı, küresel ekonomi, insanların zevk ve alışkanlıklarının değişmesi odun esaslı levha ürünlerine sürekli talebin artmasının göstergelerinden bazılarıdır. En önemlisi ise odun esaslı levhaların en fazla kullanıldığı endüstri dalı olan mobilya endüstrisinin Türkiye’deki hızla gelişimi levha sektörüne olan talebi oldukça artırmıştır.Bu çalışmada Türkiye’de odun esaslı levha endüstrisinin gelişiminden ve bu sektörün karşılaştığı temel sorunlardan bahsedilmiştir. Ayrıca Türkiye’deki odun esaslı levha endüstrisinde çalışan işçilerin eğitim durumları incelenmiştir. Araştırma kapsamında Türkiye’de odun esaslı levha üretimi yapan 5 fabrika seçilmiştir. Bu fabrikalarda mavi yakalı işçilerin eğitim durumları hakkında veriler toplanmıştır. Verilere göre Türkiye’de odun esaslı levha endüstrisinde çalışan mavi yakalı personelin yeterli mesleki eğitim düzeyine sahip olmadığı anlaşılmıştır. Sektördeki teknik eğitim eksikliğinin giderilebilmesi için üniversitelerin meslek yüksekokullarında 2 yıl süreyle eğitim verecek “Odun Esaslı Levha Endüstrisi Programı” açılması sektörün ihtiyaçlarını bilen nitelikli elemanların yetişmesini ve sektörün özellikle dünya ile rekabetini arttırmada yardımcı en önemli faktörlerden biri olacaktır.Öğe Yenilenebilir hibrit bariyer dizaynı ve çarpısma performansının deneysel ve simülasyon ortamında incelenmesi(2020) Yumrutaş, Halıl Ibrahım; Atahan, Alı Osman; Yörür, HüseyinAhsap malzemeler birtakım avantajlarından dolayı birçok alanda kullanılan temel malzemeler arasında yer almaktadır. Pasif güvenlik yapıları olarak adlandırılan yol kenarı bariyerleri ahsap, çelik, beton ve plastik olmak üzere farklı malzemeler ile üretilebilmektedir. Bu çalısmada diger bariyer türlerinin sahip oldugu birtakım dezavantajlar dikkate alınarak estetikligi, yenilenebilirligi, yüksek sok direnci gibi özellikleri açısından ahsabın, ayrıca darbe emilim kapasitesi ve düsük maliyeti açısından kumun birlikte kullanıldıgı yeni bir bariyer türü olan Yenilenebilir Hibrit Bariyerler (RHB) üretilmistir. Bu bariyerlerin özellikle tarihi/turistik alanlarda, doga yollarında ve kentsel alanlarda kent mobilyası olarak kullanılması öngörülmüstür. EN 1317 (Road Restraint Systems) standardı dogrultusunda gerçeklestirilmesi gereken gerçek zamanlı çarpısma testlerinin yüksek maliyet ve zaman gerektirmesi dolayısıyla literatürde sıklıkla kullanılan pandül çarpısma test düzenegi imal edilerek deneyler gerçeklestirilmistir. Ilave olarak LS-DYNA simülasyon testleri gerçeklestirilmistir. 2cm kalınlıgındaki ahsap keresteler ve kumun birlikte kullanıldıgı RHB?lerin hem maliyet hem de gerekli güvenlik kriterleri açısından uygun oldugu sonucuna varılmıstır. Empenye ve ısıl islem uygulamalarının RHBlerin performansı üzerinde dikkate deger olumsuz bir etkisinin olmadıgı buradan hareketle RHBlerin açık hava kosulları için uygun oldugu kanıtlanmıstır. Bu çalısma gelecekte yapılması planlanan gerçek zamanlı çarpısma testlerine altlık teskil edecektir ayrıca disiplinlerarası bir konuyu içeriyor olması sebebiyle muhtelif çalısmalara kapı aralayacaktır.