Kovid-19 salgininda dinin toplumsal görünürlükleri: eklektik sekülerleşme yaklaşimi çerçevesinde bir değerlendirme
Küçük Resim Yok
Tarih
2022
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
Din, birey ve toplum arasındaki kadim ilişki en şiddetli kırılmayı, Avrupa ve Kuzey Amerika'daki 'modernleşme' sürecinde ve bu süreci 'din' bağlamında anlamlandırma çabalarında yaşamıştır. Bu çalışmada bu kırılmaya vurgunun en belirgin ifadesi olan ‘sekülerleşme’ söyleminin ‘modern toplumda din’ sorunsalından hareketle ‘Kovid-19 sürecinde din’ sorunsalına odaklanılmıştır. Bu çerçevede çalışmanın konusu Kovid-19 sürecinde ‘din’ olgusunun görünürlük kazanma biçimlerinin ‘eklektik’ sekülerleşme yaklaşımının parametreleri üzerinden okunmasıdır. Tıbbi çözüm arayışlarının hâkim olduğu Kovid-19 salgın sürecinde ‘din’, yerel ve küresel yansımalarıyla gündemin belirgin unsurlarından biri olmuştur. Bu süreçte ‘din’, salgın tedbirleri, tedavi süreci, kurumsal ve bireysel uygulamalar ile anlamlandırmalar vb. biçiminde sosyal gerçeklikte görünürlük kazanmıştır. Bu çerçevede çalışma, Kovid-19 sürecinde ‘din’in görünürlük kazandığı noktaları tespit ederek salgın sürecinde sekülerleşme ile din arasındaki ilişkiyi ‘eklektik’ paradigmanın parametreleriyle tasvir etmeyi amaçlamaktadır. Bu bağlamda çalışmanın kapsamı, ‘eklektik’ yaklaşımın öncü isimlerinin sekülerleşme-din ilişkisine dair söylemlerinin irdelenmesinden, Kovid-19’un etkileri ve yansımalarının yoğun olduğu dönemde belirli temalar ekseninde ‘din’in görünürlüklerinin tespit edilmesinden, ‘Kovid-19 salgını-din ilişkisi’ çerçevesinde ortaya çıkan uygulama, anlamlandırma ve sosyal ilişki formlarının ‘eklektik’ paradigmanın argümanlarının dikkate alınarak okunmasından ibarettir. Bu boyutuyla çalışma ‘klasik’ ve ‘yeni’ sekülerleşme paradigmalarının bir tür eleştirisini de içermektedir. Ayrıca kullanılan ‘din’ kavramının ‘ilahî dinler’le sınırlandırılmaması ve ‘doğaüstü’ne yapılan vurguyu da içermesi çalışmanın kapsamı açısından dikkate değerdir. Çalışma nicel ve nitel araştırma yöntemlerinin birlikte kullanıldığı bir tür ‘karma’ araştırma örneğidir. Verilerin toplanmasında dokümantasyon tekniği, analizinde ‘betimsel analiz’ ve ‘içerik analizi’ yöntemlerine başvurulmuştur. Veri kaynağı olarak ise ilgili literatür, salgının yoğun olarak yaşandığı dönemin yansımalarının gözlemlenebildiği, birbirinden bağımsız olarak yapılmış olan araştırmalar, dijital ortamdaki çeşitli gazete ve haber siteleri kullanılmıştır. Araştırmalara ve haberlere konu olan ülkeler, katılımcıların yaş, eğitim, cinsiyet, medeni durum vb. değişkenleri, haber örneklerinin kaynağına ilişkin sınırlandırmalar veri kaynaklarının seçiminde belirleyici olmamıştır. Çalışma analiz materyali, kullanılan literatür ile araştırma örneklerinden alınan veriler, haber örnekleri ve dinin sosyal görünürlüklerinin tespitinde esas alınan temalarla sınırlıdır. Verilerin seçiminde ise ‘Kovid-19 sürecinde dinin yansımaları’na ışık tutucu nitelikte olmaları dikkate alınmıştır. Böylelikle dinin, Kovid-19 sürecinde belirginleşen görünürlük biçimleri tasvir edilmiştir. Tasvirlere konu dini görünürlük biçimleri; dinî kurumların uygulamaları, dua ritüelleri, salgını anlamlandırma, salgından korunma, salgının etkileriyle başa çıkma ve artıp artmadığı bağlamında salgın sürecinde dine yönelim temaları çerçevesindeki tespitlere dayanmaktadır. Elde edilen görünürlükler; toplumda dinî ve seküler unsurların bir arada ve etkileşim halinde olduklarını, bu etkileşimlerin her toplumda yeni örüntüler ve formlar meydana getirdiğini vurgulayan ‘eklektik’ paradigmanın sekülerleşme-din ilişkisi argümanları kapsamında analiz edilmektedir. Böylece Kovid-19 sürecinde seküler ile dinî unsurlar arasındaki ilişkinin ortaya çıkardığı pratikler ve anlamlandırma formları tasvir edilmektedir. Çalışma, Kovid-19 salgınının etkilerinin yoğun olarak yaşandığı süreçte dinin görünürlüklerine, ortaya çıkan çeşitli pratikler ve anlamlandırma biçimlerine ilişkin detaylı tasvirler içermesi bakımından önemlidir. Özellikle bu tasvirlerin, ‘eklektik’ paradigma argümanları çerçevesinde sekülerleşme-din ilişkisi odaklı bir okumaya tabi tutulması din sosyolojisi disiplini açısından dikkate değerdir. Böylece sekülerleşme tartışmalarının gündemdeki yerini koruduğu günümüzde, Kovid-19 sürecinin yansımaları çerçevesinde toplumda ‘din’ olgusunun mevcut durumu ve geleceği hakkındaki tartışmalara katkı sağlamaktadır. Çalışma sonucunda Kovid-19 sürecinde hem kurumsal hem de bireysel boyutuyla dinin, seküler olanla ve ortaya çıkan sosyo-kültürel, sosyo-psikolojik, ekonomik vb. yeni şartlarla etkileşim içerisinde eş zamanlı birlikteliği tespit edilmiştir. Böylece dinin gerilemediği, bir takım değişim, dönüşüm, ritüeller ve uygulamalarla sürecin bir parçası haline geldiği sonucuna ulaşılmıştır. Bu süreçte sadece ilahi dinlerin değil, ‘dinimsi yapılar’ ve ‘halk inançları’ biçimindeki ‘doğaüstü’ne dair görünürlüklerin de ‘seküler’ unsurlarla birlikte ve etkileşim halinde olduğu görülmüştür. Bu durum söz konusu bulguların ‘eklektik sekülerleşme’ yaklaşımının argümanlarıyla örtüştüğünü göstermektedir.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
Kaynak
Kilis 7 Aralık Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
WoS Q Değeri
Scopus Q Değeri
Cilt
9
Sayı
2