Yazar "Doğan, Erkan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu tanisi almiş çocuk ve ergenlerde uyku alişkanliklari(2016) Tarakçıoğlu, Mahmut Cem; Kadak, Muhammed Tayyib; Gürbüz Akkın, H. Gözde; Doğan, Erkan; Erdoğan, FiratDikkat Eksikliği Hiperaktivite (DEHB) tanılı çocuklarda uyku sorunları oldukça sıklıkla bildirilmektedir. Uyku sorunlarının DEHB' lilerin yaklaşık %50-70'inde görüldüğü belirtilmektedir. Bu çalışmada henüz medikal tedavi almamış ya da son üç ay içinde DEHB tedavisini sürdürmeyen çocuk ve ergenlerde uyku alışkanlıklarını araştırmak istenmiştir. Çalışmaya birincil başvuru şikayeti uyku sorunları olmayan, daha önce psikiyatrik bir tedavi almamış ve ilk kez tanı konulan 6-16 yaş aralığında 70 DEHB olgusu araştırmaya dahil edilmiştir. Ortalama gece yatma saati ve ortalama gece uyanık kalınan süre istatistiksel açıdan anlamlı farklılık bulunmuştur (p < .05). Yatma zamanı direnci, uykuya dalmanın gecikmesi, uyku kaygısı, gece uyanmaları, parasomni alt-test ve toplam uyku puanları açısından her iki grup arasında anlamlı farklılık bulunmuştur (p < .05). DEHB belirtileri ile uyku alışkanlıkları arasında yapılan spearman korelasyon analizinde hiperaktivite puanları ile uykuya yatma direnci (r=.407, p<.001), uyku kaygısı (r=.372, p<.001), parasomni (r=.459, p<.001) ve toplam uyku süresi (r=.547, p<.001) arasında pozitif korelasyon bulunmuştur. Ancak dikkat eksikliği ile uyku alışkanlıkları arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Bulgularımız yazınla uyumlu olarak DEHB'de uyku sorunlarının sık olduğunu göstermektedirÖğe Fonksiyonel karın ağrısı olan çocuklarda mefv genlerinin artan sıklığı(2021) Doğan, Erkan; Sevınç, Eylem; Korkut, Burcu; Taşkın, Emre; Sevinç, NergizGiriş ve Amaç: Fonksiyonel karın ağrısı olan çocuklarda MEFV gen mutasyonlarının sıklığını araştırmak. Gereç ve Yöntem: Kesitsel tipteki bu\rçalışma, Karabük Üniversitesi Tıp Fakültesi, Pediatri ve Pediatrik Gastroenteroloji Bilim Dalı’nda Ocak 2020-Aralık 2020 tarihleri arasında fonksiyonel karın ağrısı olan 1135 çocuk üzerinde yapıldı. Ailevi Akdeniz ateşi\rgen mutasyon analizi için genomik mini kit (Macherey-Nagel, Almanya)\rkullanılarak periferik kan lökositlerinden DNA ekstrakte edildi. MEFV geninin tüm kodlama bölgeleri ve ekzon-intron birleşimindeki 25 baz çifti\rincelendi. Bulgular: Fonksiyonel karın ağrısı olan 1135 hastanın (525\rkız, %46.2) ortalama yaşı 9.4 yıldı. Yüz otuz dokuz (%12.2) çocukta en\raz 1 MEFV mutasyonu veya polimorfizmi bulundu. En yaygın MEFV gen\rdeğişikliği heterozigot p.M694V- (%3.7) olup, bunu p.E148Q- (%2.1),\rp.M680I- (%1.1) ve p.V726A- (%1.05) mutasyonları izledi. Heterozigot\r3 mutasyon (p.P369S, p.E148Q, p.M680I) sadece 1 (%0.08) çocukta\rtespit edildi. Sonuç: Bu çalışma, fonksiyonel karın ağrısı olan çocuklarda\rMEFV gen mutasyonlarının bulunabileceğini göstermektedir. MEFV gen\rmutasyonlarının fonksiyonel karın ağrısında rol oynayıp oynamayacağına dair fazla ve kapsamlı çalışmalara ihtiyaç vardır.Öğe Göğüs ağrısı olan mitral kapak prolapsuslu çocuk hastalarda gastroözofageal reflü birlikteliği(2019) Çelik, Serkan Fazli; Sevınç, Eylem; Çelik, Elif; Doğan, ErkanGiriş ve Amaç: Göğüs ağrısı ve mitral kapak prolapsusu olan çocuklardafonksiyonel gastrointestinal hastalıkların göğüs ağrısıyla ilişkisiniaraştıran az sayıda çalışma vardır. Bu çalışmada mitral kapak prolapsusuolan çocuklarda göğüs ağrısı ve gastroözofageal reflü hastalığı arasındakiilişkiyi tanımlamayı amaçladık. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya, tipiküst gastrointestinal sistem semptomları ve göğüs ağrısı tanımlayan, hafifile orta mitral kapak prolapsusu olan 70 çocuk hasta dahil edildi. Hastalarsekiz hafta süreyle anti-reflü ilaç tedavisi ile tedavi edildi. Tedavidenönce ve sonra hastalar gastroözofageal reflü hastalığı etki ölçeği iledeğerlendirildi. Bulgular: Hastaların yaş ortalaması 13.24±2.81 yıldı ve42’si (%60) kızdı. 30 hastanın semptomları 6 haftadan daha fazla ve 40hastanın semptomları 6 haftadan az süredir mevcuttu. Tüm hastalarınortalama semptom süresi 8±2.2 haftaydı. En çok bildirilen semptom göğüsağrısı (%89.9) ve ardından regürjitasyon (%50) idi. Kronik gastroözofagealreflü olan çocuklarla karşılaştırıldığında, yeni gastroözofagealreflü tanısı alan çocuklarda anlamlı olarak daha sık ve ciddi semptomlarvardı. Mitral kapak prolapsusunun şiddeti ile semptomlar arasındaanlamlı bir ilişki bulunmadı. Gastroözofageal reflü hastalığı etki ölçeğiskorları, tedaviden sonra tüm hastalarda istatistiksel olarak azalmıştı (p<0.01). Her iki hasta grubu tedaviden fayda sağlasa da, gastroözofagealreflü hastalığı yeni saptanan hastalar, kronik hastalardan daha fazlatedaviden fayda gördüler. Sonuç: Mitral kapak prolapsusu ve göğüsağrısı olan birçok çocuk hastada semptomatik gastroözofageal reflühastalığı mevcuttur. Gastroözofageal reflünün spesifik tanısı ve tedavisiçoğu hastada göğüs ağrısını hafifletmiştir.Öğe Karabük ilinde çocuk hastalarda hepatit a, b ve c seroprevalansı(2017) Doğan, Erkan; Sevınç, Eylem; Kuru, CüneytGiriş ve Amaç: Bu çalışmada Karabük ilindeki çocuklarda Hepatit A, B ve C seroprevalansını saptamayı amaçladık. Gereç ve Yöntem: Kesitsel tipteki bu çalışma, Ocak 2015-Aralık 2016 tarihleri arasında çocuk po- likliniğimize farklı şikayetlerle başvurmuş 0-18 yaş grubu çocuklarda ger- çekleştirildi. Çalışmaya alınan çocuklar 0-1 yaş, 2-6 yaş ve 7-18 yaş olmak üzere 3 gruba ayrıldı. Çocuklardan alınan kan örneklerinde anti-HAV IgM, anti-HAV IgG, HBsAg, anti-HBs ve anti-HCV değerleri Enzyme-Lin- ked Immunosorbend Assay yöntemi ile test edildi. Bulgular: Çalışmaya alınan 2024 hastanın 785'i (%38,8) kız, 1.239'u (%66,2) erkekti. Hasta- ların yaşları 0 ile 18 arasında olup, yaş ortalaması 10,24±4,71 yıl idi. an- ti-HAV IgM pozitifliği %6,5 ve anti-HAV IgG pozitifliği %28 olarak sap- tandı. Hastaların HBsAg, anti-HBs ve anti-HCV seropozitiflikleri; sırasıyla %0,2, %61,1 ve %0,1 olarak saptandı. Sonuç: İlimiz ve çevresinde daha önce hepatit A, B ve C seropozitifliğini gösteren çalışma yoktur. Ülke- mizde hepatit A enfeksiyonunun serolojik prevalansı coğrafik bölgeler arasında değişkenlik göstermektedir. İlimizdeki düşük tespit ettiğimiz hepatit A seroprevalansı su ve yiyecek hijyeninin iyi kontrol edilmesiyle ilişkilendirilebilir. Çalışmamızdaki hepatit B ve hepatit C seroprevalans oranları, ülkemizdeki genel nüfus oranlarıyla uyumludur